5. yılımızı bitirirken

2016 yılında çıktığımız bu yolda 5. yılımızı, ülkemizin politik ve toplumsal olarak önemli dönemeçlerini hukuk ve siyaset temelli bakış açısıyla ele aldığımız yazılara yer vererek, yüzlerce yazar ve okuyucuyu yanımıza alarak bitiriyoruz. Dolayısıyla, Mayıs ayının bizim için anlamı daha da büyük. Öte yandan 1 Mayıs’ta okurlarımız, yazarlarımız, yayın kurulumuz ve danışma kurulumuz ile kortejlerde buluştuğumuz günleri çok özledik. Yeniden buluşabileceğimiz günleri umutla bekliyoruz.

***

Filistin’de siviller, İsrail devletinin bombardımanı altında öldürülürken, emperyalizme ve faşizme karşı özgürlük mücadelesinin, unutmamanın ve hatırlamanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bugün bizler de ülkemizin Anayasasının hangi koşullar altında referandumdan geçtiğini hatırlamakla beraber, önümüze konan değişiklikleri de dikkatle izliyoruz. Türkiye’dedönemdönemAnayasadeğişikliğigündeme gelse de siyasi iktidarın içinde bulunduğu siyasi krizin derinleşmesi ile bu değişikliğe ilişkin hazırlık çalışmalarının önemli bir noktaya geldiği cumhur ittifakının açıklamalarından anlaşılıyor. Bu nedenle biz de dosya konusunu “Anayasa Tartışmaları” olarak belirledik.

Dosya konumuz kapsamında; Demir SilahtarYeni Paradigma-Yeni Anayasa” başlıklı yazısında yeni anayasa tartışmasının yeniden başlatılmasının nedeninin iktidar bloğunun içinde bulunduğu bazı teknik sıkıntıların aşılması ve Türkiye sermaye sınıfının hedeflediği ve bugün AKP iktidarında somut ifadesini bulan paradigma değişikliğinin tamama erdirilmesi ve 1923 Cumhuriyeti’nin tabutuna son çivinin çakılması olduğunu belirtmektedir. Ar. Gör. Aynur DemirliYeni Anayasa Tartışmaları Ve Laiklik” başlıklı yazısında yeni Anayasa tartışmaları kapsamında laikliği ele almakta ve laikliğin sadece Anayasa’daki mevcut yeri ile değil; çalışan ve üreten emekçileri özgür ve eşit yurttaşlar olarak tanıyan modern hukukun işlemesinde tanınması ve savunulması gerektiğini ileri sürerek önemli bir perspektiften konuyu değerlendirmektedir. Dr. Öğr. Üyesi Pınar Dikmen, “Anayasalcılık Kavramına “Yasa-Merkezci” Gelenekten Bakış” başlıklı yazısıyla anayasalcılık hareketlerinin iktisadi ilişkilerinin değişmesi sonucunda patlak veren Amerikan ve Fransız devrimlerinin bir sonucu olduğunu ve iktidarın sınırının anayasa adı verilen yazılı belgelerle saptanabilmesi olduğu tespitini yaparak, yazılı anayasalcılık geleneğinin en önemli örneğini oluşturan Fransız geleneği olan yasa merkezci bir bakış açısı üzerinden değerlendirmektedir. Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Mert Alpbaz ise “Türkiye’de “Merkez-Çevre” ve Anayasa Mahkemesi Tartışmaları: Cazip Ancak Bulanık Bir Öykü” başlıklı yazısıyla, Anayasa Mahkemesi kararları ve niteliği üzerinden, Türkiye siyasetindeki “merkez- çevre” şeklinde ileri sürülen bölünmeye ilişkin bir değerlendirme yazısı kaleme almıştır.

Dosya konumuz dışında güncel konulara ilişkin çok değerli yazıları sizlerle buluşturuyoruz. Nigar Demir, Mercek sayfamızda kapanma tedbirleri ile ilgili olarak, İçişleri Bakanı gibi herhangi bir yasa yapma gücü olmayan kurumlar tarafından dayatılan düzenlemelerle asıl olarak toplumsal ve özel yaşama müdahalenin amaçlandığını vurgulamaktadır. İlerici Kadınlar Derneği Başkanı Umut Kuruç, “Kadın Mücadelesinde İstanbul Sözleşmesi ve Laiklik” başlıklı yazı ile laikliğin tasfiye edildiği koşullarda İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesinin şaşırtıcı olmadığı, emekçi kesimler ve kadınlar için yaşamsal olan laikliğe sahip çıkılan bir mücadele örülmesi gerektiğini belirtmektedir. DİSK Hukuk Dairesi Müdürü Av. Necdet Okcan ise Uzaktan Çalışma Yönetmeliği’ni değerlendirdiği yazısında, yönetmeliğin iş hukukunun en temel prensibi olan işçiyi koruma prensibinden uzaklaşarak, işletme risklerini üstlenmesi gereken işverenin, işletme maliyetlerini işçinin üzerine yıkmaya yol açacak kimi düzenlemeler içerdiğini tespit etmektedir.

Danışma Kurulu üyemiz Av. Cem AlptekinRejim Baroları” başlıklı yazısında siyasi iktidarın, yargının üç ayağından ikisini teslim alınmasının ardından sıranın savunmaya geldiğini, baro seçimlerinin engellenmesine karşın avukatların nihayet çözümü sorunun kaynağında değil, kendi kararlılıklarında, örgütlü mücadele geleneklerinde ve direnme hakkında saklı olduğunu gördüklerini vurgulamaktadır. Hem yayın kurulu üyemiz hem de Avukatlar Sendikası Başkanı olan Av. Selin Aksoy, “Avukatların Mücadele Günü Olarak 5 Nisan” başlıklı yazısında toplumsal, ekonomik ve siyasi baskılar altında avukatlık mesleğinin artık kendisinin bizatihi bir mücadeleye dönüşmesi nedeniyle, 5 Nisan’ın ancak bir mücadele günü olarak değerlendirilebileceğini belirtmekte ve Avukatlar Sendikası’nın bu mücadeledeki yerini açıklamaktadır.

5. yılımızda her sayımızda bizi ironik diliyle gülümsetmeyi başaran Hüsnü Niyetli, bu sayımızda da “Acil İş” başlıklı yazısında, kapanma kararları altında iş yapmaya çalışan avukatları, yalnızca 40 yaş üstü avukatlar için getirilen aşı uygulamasını mizahi bir dille ele alıyor.

***

Portre sayfamızda 5 Mayıs 2011’de kaybettiğimiz Av. Halit Çelenk’i anıyoruz, mücadelesi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.

***

Geçtiğimiz sayının Geçmiş Gündem bölümünde yer alan Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in yargılandığı davanın haberinde, başlıkta hatayla Zeki Alasya’nın adı geçmiş olup, bu hata için okuyucularımızdan özür diler, merhum Zeki Alasya’yı sevgi ve saygıyla anarız.

***

Dergimizin 32. sayısının (Temmuz/Ağustos 2021) dosyasında, ‘Sanat ve Hukuk’ konusunu ele almak istiyoruz. Bu konuda öneri ve yazılarını beklediğimizi hatırlatmak isteriz.

Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle, keyifli okumalar…

print