1. Sosyal ve Kültürel Davranış Kalıplarını Değiştirme Yükümlülüğü
20.12.1985 itibariyle iç hukukumuzun bir parçası olan Kadına Karşı Her Türlü Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne (CEDAW) göre taraf devletlerin; her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile erkeğin kalıplaşmış rollerine dayalı önyargıların, geleneksel ve diğer bütün uygulamaların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarını değiştirme yükümlülüğü vardır. Simone de Beavoir’ın “kadın olma” tespitinden de beslenen bu hükmün bağlayıcı bir norm olduğu öğrenilen davranış kalıpları ile mücadeleyi hukuk dışı gören anlayış karşısında unutulmuş, kural bir temenni seviyesine indirgenmiştir. “Kadının erkeğe kıyasla aşağılığı” kabulüne dayalı davranış kalıplarından belki de en alenisi, kadına karşı şiddet olup, bu fenomenin tek başına ayrımcılık teşkil ettiği tespiti, çeşitli insan hakları otoriteleri tarafından kabul edilmiştir.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları, devletlerden kadınların şiddetin herhangi bir türüne maruz kalmamalarını teşvik eden önleyici yaklaşımları ve hukuki, idari, kültürel ve siyasi tedbirleri kapsayıcı şekilde geliştirmesini ve kadınların, cinsiyet farklılıklarına duyarsız kanunlar, adli ve kolluk uygulamaları veya diğer müdahaleler sebebiyle mağdur haline gelmemelerini sağlamasını beklemektedir ki; bu bağlamda evli-bekar, yaşlı-genç, heteroseksüel-LB, cis-trans ve etnik köken, dini eğilim farkı gözetilmeksizin birey olarak kadını gözeten tedbirler alınması gerektiği tartışmasızdır.
…
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 12. sayısında okuyabilirsiniz.