Çocukların gözünden bir dönemi, olayı ya da durumu izlediğimiz; bir yandan da onların değişimi, dönüşümü ve büyümesini gözlemlediğimiz büyüme hikâyeleri (coming of age), sinema tarihinin en nadide örneklerini oluşturan bir film alt-türü ve kültürü haline geleli epey oldu.
Çocuk özneli hikâyelerin ekseninde sadece bir ‘büyüme’ değil, büyümeyi reddetme, olmama, olmayı reddetme gibi varoluşsal buhranlar da yer alıyor. Ya da aile dogması, toplum baskısı, sınıf eşitsizliği, ırkçılık, mülteci sorunu, patriyarka, kapitalizm gibi politik etkenlere bağlı suça bulaşma ve toplumsal destekli bir kriminalize olma durumu vuku bulabiliyor.
Böyle dertleri olan filmlerde büyüme hikâyeleri, anlatı içerisinde çocuk karakterin bakışı olmaktan çıkıp toplumsal gerçekçi bir düzleme oturuyor.
Bu yazı da; “400 Darbe (Les quatre cents coups)”, “İşte İngiltere Bu (This Is England)”, “Benim Varoş Hikâyem” güzergâhını takip ederek bazı toplumsal gerçekçi bulguların altını çizmeye çalışacak.
…
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 10. sayısında okuyabilirsiniz.