Denizli’de müziğin dönüştürücü gücüne inanan beş avukat 2017 yılında bir araya gelip Suça Sürüklenen Çocuk (S.S.Ç.) isimli bir müzik grubu kuruyor, suça sürüklenen çocuklara müzik eğitimi vererek onların hayatını değiştiriyor; sokak hayvanlarının beslenmesi ve tedavisi, engelliler için gerekli ihtiyaçlarının karşılanması, köy okullarının eksiklerinin giderilmesi yahut tadilatlarının yaptırılması, depremzedeler için konteyner ve benzeri ihtiyaçlarının karşılanması, ihtiyacı olan öğrencilere burs sağlanması, kız öğrencilere burs sağlanması için yardım konserleri düzenliyor. Hayatın sanatla güzelleşeceğine ve anlam kazanacağına inanan ve buna inanmakla kalmayıp, bunun için mücadele eden bu ekibe, Hukuk Defterleri ile röportaj yapmayı kabul ettikleri için teşekkür ediyoruz.
Müzikle inandıkları şeyleri güzelleştirip tüm topluma hemen hemen aynı duyguyu yaşatabilmeyi amaçlayan Suça Sürüklenen Çocuk (S.S.Ç.) grubu ile yaptığımız bu kısa röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Hukuk Defterleri: Öncelikle sizleri biraz tanımak isteriz, grubun tüm üyeleri Denizli Barosu’na üye avukat, bunun dışında kendinizden bahsedebilir misiniz? Nasıl yan yana geldiniz?
Suça Sürüklenen Çocuk: Evet hepimiz Denizli Barosuna üye avukatlarız. Biz öncelikle S.S.Ç grubu içindeki rollerimize göre kendimizi tanıtalım.
Av. Ferhan ALTUN 1992 Doğumlu. Grupta vokalist olarak bulunmaktadır. Aynı zamanda bağlama ve gitar da çalmaktadır.
Av. Hasan Ozan ORPAK 1982 doğumlu. Bu proje için bas gitar çalmayı öğrenmiştir. Denizli Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Baro Saymanı.
Av. Can ÇAPAR 1993 doğumlu. Çocukluk dönemlerinden itibaren basgitar çalmakta iken bu proje için elektrogitar çalmaya başladı ve grupta gitarist olarak görevine devam ediyor.
Av. Barış AÇIKGÖZ 1994 doğumlu. Grupta klavye ve elektrogitar çalarak çalışmalara katkı vermekte.
Av. Onat ÖTNÜ 1985 doğumlu. Çocukluk dönemlerinden itibaren müziğin içerisinde yer alan sanatçı bu proje için davul çalmaya başladı. Aynı zamanda klavye, elektro ve klasik gitar, mandolin, bağlama, kanun, kajun ve ut da çalmaktadır.
Av. Emin EREN 1980 doğumlu. Geçmiş dönemlerde bir dönem bağlama çaldı. Denizli Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve aynı zamanda Denizli Barosu Halk Müziği Korosunda 3 yıldan bu yana korist olarak çalışmaktadır.
Denizli barosunda müzikle uğraşan birçok avukat olmasına rağmen müzikle uğraşan avukatların toplanıp grup kurması fikri ilk olarak 2017 yılı Mayıs ayında ortaya çıktı ve meslektaş olarak tanışan ve her biri farklı enstrüman çalan beş avukat, bu grubu kurmaya karar verdik. Başlangıçta 1 amfimiz, 2 gitarımız ve 2 bagetimiz vardı.
HD: Grubun ismi oldukça dikkat çekici, nasıl ortaya çıktı “Suça Sürüklenen Çocuk”?
SSÇ: Biz hukukçular sürekli olarak adliyedeyiz. Yaptığımız iş sebebiyle de en çok duyduğumuz cümlelerden biri de “Avukatlık çok zor meslek”. Ne yazık ki bizi genelde duygusuz ve soğuk insanlar olarak görürler. Ama duruşma salonlarında en çok vicdanı sızlayanlar bizleriz. Bu sebeple avukatların toplumun aydın kesimi olması ve toplumsal manada kamuoyu oluşturma potansiyelinden yola çıkılarak ve aynı zamanda günümüzde, geleceğimizin mimarı olacak çocuklarımız ile ilgili sorunlara toplumsal duyarlılık oluşturmak amacıyla grubun ismini esasında hukuki bir terim olan “suça sürüklenen çocuk” olması bütün grup üyeleri tarafından uygun görüldü. Aslında grubu bir araya getiren bu anlamda Av. Ozan ORPAK oldu.
HD: Grubun kurulma amacı, fikri neydi?
SSÇ: Grubun ilk kurulduğu günden bu yana hedefimiz suça sürüklenen çocuklardı. Adliyelerde yaşı küçük olan ve çeşitli sebeplerle (ekonomik, sosyal, ailesel vb.) suça karışan çocukların acı dolu hayatlarına hemen hemen her gün şahit olduk. Ve toplumumuzda ne yazık ki; sabıkalı çocukların gün geçtikçe artması ve bu çocukların eğitim ve diğer sosyal imkanlardan yeterli miktarda faydalanamaması ve akabinde toplumdan dışlanması sonucunu doğurmaktadır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız için toplumun eğitimli bireyleri olarak bizlerin de bir şeyler yapması, elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyoruz. Tüm bunların yanında yaşadığımız ülkede çevremizde farkındalık yaratmak en temel amacımızı oluşturuyor.
HD: Biz dergimizin “Hukuk ve Sanat” sayfasında sanatın hukukla olan bağına ilişkin yazılara yer veriyoruz, “hukuk ve edebiyat” veya “hukuk ve sinema” gibi… Siz hukuk ile müzik arasında bir bağ kurabiliyor musunuz?
SSÇ: Hukukun evrensel bir dili olduğu aşikâr. Tüm toplumları ayakta tutan aslında yazılı olsa da olmasa da hukuk kuralları. Örneğin tüm dünyada vücut dokunulmazlığı vardır. Yine tüm dünyada ağlayan bir çocuk görüldüğü zaman mümkünse çocuk güldürülmeye çalışılır. Hukuk yaşamın temeli olduğu gibi müziğin de temeli yaşamdır ve evrensel bir dili vardır. Müzikle inandığınız şeyleri güzelleştirip tüm topluma hemen hemen aynı duyguyu yaşatabilirsiniz. Hukuka ve adalete güven bir ülkede ne kadar yüksekse, o ülkede huzur ve güven vardır. Biz de yaptığımız müzikle toplumu birleştirip doğru ve güzel mesajlar vermek istiyoruz. Tabii ki de özünde çocuk ve çevre var.
HD: Daha önce yaptığınız işler arasında, suça sürüklenen çocuklara müzik eğitimi vermek gibi projeler de var. Müziğin çocuklar üzerindeki etkisini ve bu deneyiminizi biraz anlatabilir misiniz?
SSÇ: Aslında meslektaşlarımız bir ceza mahkemesindeki S.S.Ç.’nin hâlini çok iyi anlar. Genel olarak toplumda arka sıralara atılmış veya öne çıkma çabasında olan çocuklardan oluşur. Bazen ne yaptığının bile farkında değildir ama kolay kolay geri atmazlar. İşte biz de böyle çocuklarla birlikte çalıştık. Tabii ki birçoğu bize önyargılı yaklaştı ama zamanla bu işi çok seven de oldu. Hatta bazı çocuklarımız eğitimlerine devam ederek müzisyen oldu. Hatta ismini veremediğimiz 2 çocuğumuz müzisyen olarak Pamukkale’de bir otelde müzisyen olarak çalışıyorlar. Artık uyuşturucu kullanmıyor ve ailelerine bakıyorlar. Bizi sokakta görüp “abi ben artık bıraktım her şeyi biliyor musun gitar çalmayı öğreniyorum” dediklerinde yaşadığımız mutluluğu hiçbir şeye değişmeyiz.
HD: Neler yaptınız, gelecekteki planlarınız neler?
SSÇ: Aslında yolun çok başındayız. Denizli ve İzmir’de konserler verdik. Bu konserlerle; örneğin Suça Sürüklenen Çocuklar’a müzik eğitimi, sokak hayvanlarının beslenmesi ve tedavisi, engelliler için gerekli ihtiyaçlarının karşılanması, köy okullarının eksiklerinin giderilmesi yahut okulun tüm tadilatlarının yaptırılması, depremzedeler için konteyner ve benzeri ihtiyaçlarının karşılanması, ihtiyacı olan öğrencilere burs sağlanması, kadına karşı şiddete karşı toplumsal farkındalık geliştirmek amacıyla “8 Mart 8 Kadın” projemizle kız öğrencilere burs sağlanması gibi etkinliklerde bulunduk. Bunların yanı sıra ulusal bazda 2019 yılı Haziran ayında düzenlenen Urla Gençlik Karnavalı’nda sahne aldık. Bu zamana kadar 21 konser verdik.
Yakında bir albüm hazırlığımız var. Bu albümünde tüm gelirlerini S.S.Ç.’lere eğitim için harcayacağız. Bizim amacımız her zaman çocuklar ve çocuk hakları. Bunlar için mücadeleye devam edeceğiz. Toplumun çoğunun görmezden geldiği, kaçtığı hatta korktuğu çocukları toplumumuza kazandırmaya devam edeceğiz. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz; bir çocuk önce ülkemizi sonra tüm dünyayı değiştirebilir.
HD: Bu keyifli sohbet için teşekkür ediyoruz. Yolunuz açık ve aydınlık olsun.