Giriş
Türkiye 2021 yazını ciddi zararlara yol açan orman yangınlarıyla boğuşarak geçirdi. 28 Temmuz 2021 tarihinde Ege ve Akdeniz Bölgelerinde başlayıp haftalarca süren orman yangınları kontrol altına alınmışken, Tunceli’de benzer bir yangının başladığı haberi geldi. Bu süreçte insanlar hayatını kaybetti1, binlerce hayvan öldü, pek çok ev ve iş yeri yandı2. Uğranılan zararlar için ise anayasa ve idare hukuku kurallarını yok sayan çözüm önerileri sunulmaya başlandı. Antalya’nın Gündoğmuş Belediye Başkanı evi yananlara TOKİ tarafından yapılacak evler için kredi sağlanacağını ifade ederken3, Alanya’nın Ortakonuş Köyü’nde borçlandırma senetleri imzalatıldığı haberleri geldi4. Oysaki Fransız Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 1873 tarihli Blanco kararından beri var olan ve dayanağını Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.125’te bulan idarenin sorumluluğu müessesesi bu uygulamalara engeldir.
İdarenin sorumluluğu iki yönlü olarak karşımıza çıkar. İdarenin neden olduğu iddia edilen bir zararın varlığı hâlinde, öncelikle idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığına bakılır (I). Bu inceleme, hizmet kusurunun asli sorumluluk esası olmasından ileri gelir5. İdareye atfedilebilen bir kusurun bulunmaması hâlinde ise zararın kusursuz sorumluluk ilkeleri çerçevesinde karşılanıp karşılanamayacağı incelenir (II). Bu incelemeler yapılırken idarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran ya da azaltan hâller bulunup bulunmadığı irdelenir (III).
***
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 33. sayısında okuyabilirsiniz.