İktisat Notları: Pandemi ve Emekçiler

Giriş

İçinden geçtiğimiz ve sağlık sorunu olarak algılanan/algılatılan COVID-19 insanlığın tarih boyunca yaşadığı, fakat hemen hiçbirinden ders almadığı salgınlardan biridir. Ünlüleri arasında yer alan Büyük Londra Vebası, Atina Vebası, İspanyol Gribi, SARS, Domuz Gribi ve Influenza gibi salgınlar farklı şiddetlerde insanlığa can kaybına yol açanlardan sadece birkaçıdır. Güçlü bir çalışma yapılarak kapitalizmin hangi aşamalarında ne tür salgının insanlığa, özellikle de emekçilere ne yoldan zarar verdiği ilginç araştırma konusu olabilir. Bu konuyu ilgili meslektaşlarıma bırakarak, bu yazı çerçevesinde içinden geçtiğimiz durumu irdelerken, bireysel ve toplumsal açılardan karşılaştığımız riskler ve maliyetler yanında, özellikle de emekçilerin durumunu ele almaya çalışacağım. Bu yaklaşımdaki amacım olaylar karşısında bireysel ve toplumsal hafızamızın olayları yakalama derecesi ve bilincimizin oluşum ve/veya değişim derecesini tartışmaktır.

Sorulması gereken soru şu olabilir. İçinden akım geçen bir floresan ampulün ışık vermesi ya da frekans boyutuna ayarlanmış bir radyonun ilgili yayını zapt etmesine benzer şekilde acaba insanlık bunca acılar çekmesine rağmen yaşadığı olay(lar) ı gerçek boyutlarıyla algılayabiliyor mu? İşte bu konuda bilimsel yaklaşıma şiddetle gereksinim vardır; olayların görünüşüyle algılanmasının ötesinde arka planının çözümlenmesi meselesidir asıl ele alınması gereken konu! Ana-akım iktisat öğretisinin ve ileri kapitalizmin koruma kalkanı konumuna indirgenen günümüz sosyoloji öğretisinin metodolojisi fenomonolojileri yüzeysel görüntüsü ile algılama yöntemini işleyip geliştirdiği için, yaşanan olayların ve oluşumların geri planına girilerek, sebep-sonuç sorgulaması yöntemiyle derin çözümlemeye olanak vermemektedir. İçinden geçtiğimiz pandemide de benzer durum yaşanmaktadır. Şöyle ki, göründüğü şekliyle pandemi salt bir sağlık sorunu olarak ele alınarak, olabildiğince sağaltım yoluna gidilmektedir. Oysa ne olayın ortaya çıkış nedeni ne de sağaltımda karşılaşılan başarısızlık sistemle ilişkilendirilmeden ad- hoc yöntemlerle çözümlenemez. Geçmiş dönem pandemi vakalarında da benzer yürüyüş sergilenmiş ve oluşumdan hiçbir ders çıkarılmamış olduğu içindir ki, günümüzde de benzer olaylar yaşanmakta ve maalesef aynı bilim dışı yürüyüş götürülmektedir. İçinden geçtiğimiz olaydan çıkarmamız gereken ders ne olabilir, eksikliklerimiz nedir, bu tür olayların tekrarlanmaması için bundan sonra nasıl bir tavır geliştirilebilir konularını ilerleyen bölümlerde farklı fasıllar halinde ele alarak tartışalım.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 26-27. sayısında okuyabilirsiniz.

print