Platform Ekonomisinde Çalışma İlişkileri: Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi Uber ile Sürücüleri Arasında İş İlişkisi Olduğuna Hükmetti

Ekonominin dijitalleşmesi ve teknolojik gelişmeler, çalışma ilişkilerini de dönüştürüyor. Geleneksel üretim biçimleri değişirken, çalışma ilişkilerinin sabit kalması elbette mümkün değil. Bu değişime iş yasaları ne şekilde cevap veriyor? Bu sorunun en önemli yanıtlarından biri, Uber aleyhine Uber sürücüleri tarafından açılan bir alacak davası hakkında Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi’nin 19 Aralık 2018 tarihinde verdiği onama kararı oldu. Temyiz Mahkemesi; İş Mahkemesi ve İş Temyiz Mahkemesi’nin Uber ile sürücüleri arasındaki hukuki ilişkinin İş Mevzuatı kapsamında bir iş ilişkisi olduğu ve Uber sürücülerinin bağımsız çalışan olarak kabulünün mümkün olmadığı yönündeki kararlarını onadı.Her ne kadar İngiliz hukuk usulündeki mahkeme hiyerarşisine göre, Uber’in bu kararı bir üst Temyiz Mahkemesi’ne (Supreme Court) götürme hakkı bulunsa da1 gerek ilk derece mahkemesi gerek tüm kanunyolu sürecinde alınan kararların gerekçeleri, platform ekonomisini oldukça derinden etkileyecek.

Bu yazıda anılan Temyiz Mahkemesi kararına konu olan İş Mahkemesi kararı2 yaklaşık 40 sayfadan oluşuyor.

Oldukça derin bir hukuki analize dayanan bu kararda, Shakespeare’in Hamlet’ine dahi atıfta bulunulduğunu belirtmeden geçemeyiz. Karar konusundaki yorum ne olursa olsun; Mahkeme’nin fiili gerçeği açığa çıkarmada göstermiş olduğu ve kararın metnine dahi yansımış olan çaba takdire değer. Herşey, Londra’da faaliyet gösteren Uber sürücülerinin izin, fazla çalışma ve asgari ücret talepleri için İş Mahkemesi’nde Uber aleyhine açtıkları dava ile başladı. Davada yanıtlanması gereken, “Uber sürücüleri, bu şirketten izin ücreti ve fazla çalışma ücreti talep edebilirler mi?” sorusundan önce mahkeme, temel bir hukuki sorunun cevabını aradı:“Uber sürücüleri ile Uber arasındaki ilişkinin hukuki niteliği nedir? İş ilişkisi mi yoksa aracılık faaliyeti mi?” Çünkü; davacıların, davanın dayanağı olarak gösterdikleri 1996 tarihli İşçilik Hakları Kanunu (Employment Rights Act), 1998 tarihli Ulusal Asgari Ücret Kanunu (National Minimum WageAct) ve 1998 tarihli Çalışma Süreleri Tüzüğü (Working Time Regulation) ve diğer işçilik mevzuatının kapsamında olup olmadıklarının tespiti için bu sorunun öncelikle yanıtlanması gerekliydi.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 17. sayısından okuyabilirsiniz.

print