Seçim Kanunlarındaki Son Değişikliklerin Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku Bağlamında Değerlendirilmesi

I. Genel Olarak Seçimler ve Denetimi

Demokrasilerde seçimlerin temel bir anlamı vardır. Buna göre, seçimler siyasi iradenin oluşum sürecinin en önemli işlemidir. Seçmenler önceliklerini açıklayarak ve yönetenleri seçerek en önemli denetim aracını uygularlar. Sandık önündeki seçmen davranışı, siyasal sistemin gelişiminde en büyük etkendir. Oyların parlamentoda sandalyelere dönüşmesini sağlayan kuralları ifade eden seçim sistemleri de bu bağlamda büyük önem taşır. Aynı oy dağılımı, uygulanan seçim sistemine göre parlamentoda tamamen farklı sonuçlar doğurabilir.

Seçim sistemleriyle ilgili bilimsel çalışmalar uzun bir geleneğe sahiptir. Başlangıcı da Fransız aydınlanmasıdır. Bu dönemde seçim sistemi, matematiksel bir süreç olarak algılanıyor ve seçim sonuçlarının basit çoğunluğa göre seçmenin gerçek iradesini nasıl daha iyi yansıtacağı üzerinde düşünülüyordu. Bu çabaların sonucunda 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçilirken nispi temsil sistemi ilk kez uygulandı.1 Birinci Dünya Savaşı sonrasında Kıta Avrupası’nda hemen hemen tüm devletlerde nispi temsil sisteminin uygulanması, bu konudaki deneyimleri artırdığı gibi iki Dünya Savaşı arasında demokrasilerin çöküşü de her iki sistemin temsilcileri arasındaki tartışmaya, yeni veriler de eklemiştir.

Ancak seçim hukuku kapsamında uyuşmazlık yaşanabilecek tekil olaylar belirlenirken seçim sistemlerinin teknik unsurlarının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu teknik unsurlar şu alanlarda toplanabilir: seçim çevrelerinin belirlenmesi, usule uygun aday gösterilmesi, kamusal ve kamusal olmayan makamların seçimleri meşru olmayan şekilde etkilemeleri, oy verme sırasındaki yanlışlıklar, oyların sayılması ve ilanı. Teknik unsurlara ilişkin her düzenlemenin siyasal bir etkisi vardır. Seçim sistemlerinin bir bütün olarak etkisini, bu unsurların kendi aralarındaki ilişki belirler.

Bu unsurlara yönelik seçim denetimi, egemenin iradesinin yanıltılmamasının garantisidir. Kamu gücünün uygulanmasında seçimler ilk ve en temel demokratik meşruluk aracıdır. Parlamentonun oluşumunu belirleyecek seçim sonuçlarının seçmen iradesiyle uyuşması gerekir.

Bu açıdan seçim uyuşmazlıklarında farklı hukuksal çözümlerin karşılaştırılması bir gerekliliktir. Giderici denetime tabi olan seçim uyuşmazlıklarında, seçmenlerin öznel hakları da korunur.

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 13. sayısında okuyabilirsiniz.

print