Siyaseti Yok Etme Çabasında Bir Olağanüstülük Kıskacı: İtalya’da Göç Sorunu

Lisans eğitimi klasik filoloji üzerine olan Birleşik Krallık Eski Başbakanı Boris Johnson, 30 Ekim 2021 tarihinde katıldığı Roma’daki G-20 zirvesinde bir şehir gezintisi esnasında Kolezyum yakınlarında, “Roma İmparatorluğu’nun çöküşü, büyük ölçüde denetimsiz bir göçün sonucuydu. İmparatorluk artık sınırlarını denetleyemiyordu; insanlar doğudan ve her yerden İmparatorluğa geliyordu ve biz, Avrupa çok uzun sürecek karanlık çağlara yol alıyorduk. Bu yeniden gerçekleşebilir. İnsanlar, tarihin tek yönlü bir çark olduğunu sanacak derecede kibirli olmamalıdır.” demişti.[1] Bu sözlerin sarf edilişi üzerinden daha bir yıl geçmeden 22 Ekim 2022’de İtalya’daki genel seçimleri Sağ Koalisyon almış ve en çok oyu alan, hem İtalya’nın hem de Avrupa Birliği’nin göç sorunu üzerine siyasetini eleştiren aşırı sağ eğilimli Fratelli d’Italia partisi başkanı Giorgia Meloni başbakan olmuştu.

Meloni daha görevinin başına gelir gelmez 2018’de zamanın Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Matteo Salvi’nin “kapalı liman” siyasetini yenileyerek[2] Akdeniz’de Aquarius’un neden olduğu uluslararası bunalıma koşut bir biçimde Ocean Viking sorununu çıkardı. Meloni, içindeki 234 kişi ile geminin hiçbir İtalyan limanına yanaşmasına izin vermedi ve gemi nihayetinde Fransa’ya ait Toulon’da bulunan askeri bir üsse demir attı.[3] Böylelikle 23 Eylül 2020’de Avrupa Komisyonu tarafından önerisi yapılan ve ilk aşaması 22 Haziran 2022’de geçilmiş “Göç ve İltica Hakkındaki Avrupa Anlaşması” ilk darbeyi almış oluyordu. Öyle ki Fransa bu koşullar altında Schengen Anlaşması’na rağmen sınırlardaki denetimleri sıkılaştıracağı tehdidini İtalya’ya doğru yöneltti.[4] Bu noktada İtalyan Hükümeti, tarihsel nedenlerle olağanüstü hâlle alakalı olarak bir hüküm içermeyen İtalyan Anayasası’nın 77. maddesindeki olağanüstü zorunluluk ve aciliyet durumlarında sorumluluğunu hükümete veren kanun hükmünde kararnamelere başvurdu[5] ve 02.01.2023 tarih ve 1 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkardı. Denizlerde düzenli arama ve kurtarma yapan gemilerin bayrak ülkelerinin verdiği izin veya aradığı niteliklere uygun olarak çalışması; denizde vuku bulan hadiselerden sonra, derhâl boşaltma limanı talep edilmesi; kurtarma faaliyetinin akabinde gecikmeksizin boşaltma limanına ulaşılması; kurtarılan kişilerin uluslararası koruma talep etme olasılıkları hakkında bilgilendirme yapılması, mümkün olması hâlinde gerekli malumatın istenmesi; denizde arama ve kurtarmayla alakalı İtalyan makamlarının veya boşaltma limanlarında emniyet makamlarına kurtarma faaliyeti hakkında gerekli bilgilerin verilmesi ana düzenlemelerdi. Bunlara ilaveten idari bir ihlalin varlığı hâlinde gemi sahibini ve kaptanı müştereken sorumlu tutan idari para cezaları, idari ihlal konusu geminin altmış güne kadar alıkonulması ve bu alıkonulma sırasındaki masraflarının keza müştereken kaptan ve gemi sahibi tarafından karşılanacağı hükümleri yer almaktaydı.[6]

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 39. sayısında okuyabilirsiniz.

[1] “Cop26 failure could mean mass migration and food shortages, says Boris Johnson”, (çevrim içi) https://www. theguardian.com/environment/2021/oct/30/cop26-failure-could-mean-mass-migration-and-food-shortages-says-boris -johnson, 04.05.2023.

[2] Salvini, şu anda da Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma ile Altyapı Bakanıdır.

[3] Gemilerin limanlara girmesini engelleme dışında, İtalyan Hükümeti tarafından göçmenler arasında seçim yapma (Hassas kişiler: Kadınlar, çocuklar, hastalar), gemilerin bayrak ülkesinin sorumluluğunu iddia etme (Ocean Viking için Norveç’i), göçmenlere yardımı suç hâline getirme, insani amaçlarla hareket eden gemilerin idari tedbirlerle limandan ayrılmasına engel olma taktikleri de uygulanmıştır. Henri Labayle, “L’argumentaire italien dans la crise de l’Ocean Viking: Une position juridiquement risquée et à l’encontre de ses intérêts immédiats”, Le club des juristes (çevrim içi) https://blog.leclubdesjuristes.com/largumentaire-italien-dans-la-crise-de-locean-viking-une-position-juridiquement-risquee-et-a-lencontre-de-ses-interets-immediats-par-henri-labayle/, 04.05.2023. Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nın 01.08.2022 tarih ve C-14/21, C15/21 sayılı dosyasında verdiği karara göre denizde kişilerin aranması ve kurtarılması ilgili faaliyetleri düzenli olarak yürüten insani yardım kuruluşlarının gemileri liman devletinin denetimine tabidir. Bununla birlikte liman devleti ancak kendisinin göstermesinin zorunlu olduğu emniyet, sağlık veya çevreye yönelik açık tehdit bulunması hâlinde alıkoyma tedbiri uygulayabilir. (çevrim içi) https://curia.europa.eu/juris/document/ document.jsf?text=&docid=263730&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=3455559, 04.05.2023.

[4] Bu paragraftaki bilgiler için ayrıca bk. Anne-Charlène Bezzina, “Refus de laisser l’Ocean Viking débarquer en Italie: Une conformité discutable au regard du droit de l’union européenne”, Le club des juristes (çevrim içi) https://blog.leclubdesjuristes.com/refus-de-laisser-locean-viking-debarquer-en-italie-une-conformite-discutable-au-regard-du-droit-de-lunion-europeenne-par-anne-charlene-bezzina/, 04.05.2023.

[5] Kanun hükmünde kararnamelerin kanuna tahvil olması için, kararnameler Hükümet tarafından kabul edildiği gün Meclis’e sunulur; Meclis derhâl toplantıya çağrılarak beş gün içinde ilk içtimaını yapar. Kanun hükmündeki kararnamenin yayımından itibaren atmış gün geçmesine rağmen, Meclis kararnameyi kanuna tahvil etmezse en başından itibaren geçersiz addedilir. Bununla birlikte Meclis kanuna tahvil olmayan kararnamelerin sebep olduğu hukuki tasarruflar hakkında kanun çıkarabilir.

[6] Söz konusu kararnamenin, gemilerin limana dönmeden sadece bir kurtarma faaliyetine izin vermesi, Hükümetin boşaltma için gemilerin bulunduğu yerlerden uzak limanları tahsis etmesi, böylelikle de denizlerde hayati önemi haiz arama ve kurtarma çalışma sürelerini en aza indirmesi; kararnamenin arama ve kurtarma faaliyetinden sonra gecikmeksizin limana dönülmesini de içerdiğinden denizde tehlikede olan başka insan olup olmadığına bakılmasına engel teşkil etmesi; göçmenlerden uluslararası korunma talebi konusunda devlet görevlilerin yükümlülüklerini gemideki çalışanlara yüklemesi; adli para cezaları ve alıkoyma işlemlerinin neden olacağı zararlar sebebiyle uluslararası hukukla bağdaşmadığı ifade edilmektedir. Expert Council on NGO Law, Opinion on the Compatibility with European Standards of Italian Decree Law No.1 of 2 January 2023 on the management of Migratory Flows, CONF/EXP(2023)1, 30.01.2023, prg. 19-22, p.7-8. (çevrim içi) https://rm.coe.int/expert-council-conf-exp-2023-opinion-italy-30-jan-2023-en/1680a9fe26, 05.05.2023.

print