Sosyal medya nedir?
Sosyal medya son yılların adeta ‘moda’ tabiri hâline gelmekle beraber, tanımı ve kapsadığı alan konusunda hâlen bir konsensüsün oluşmadığı, bu nedenle son derece tartışmalı bir kavramdır. En geniş hâliyle sosyal medyayı, bireylerin internet üzerinden düşüncelerini, fikirlerini, deneyimlerini, bilgi birikimlerini paylaştıkları ve bu amaçla ara yüzler oluşturan bir çevrimiçi platform olarak tanımlamak mümkündür. Sosyal ağlar, bloglar, mikro bloglar, sohbet siteleri, forumlar ve internet sözlükleri gibi kişilerin birbirleriyle iletişim kurmasını ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sosyal medya kapsamında sayılabilir. Bunlar bazen iki kişinin birbiriyle yapmış olduğu sohbetler gibi mikro ölçekte paylaşımlardan oluşsa da, internet ortamının sınırsız zenginliğinden kaynaklı olarak, paylaşılan bir bilgi veya içeriğin saniyeler içerisinde binlerce, hatta milyonlarca insana ulaşması mümkün hâle gelebilmektedir.
Anlaşılacağı üzere, sosyal medyaya ruhunu veren, karşılıklı etkileşime imkân tanıyan ve kişilerin bu yolla düşüncelerini paylaşabilmesine olanak sağlayan bir platform olmasıdır. Nitekim, buradan yola çıkarak, sosyal medyayı insanların “okuyucu rolünden içerik sağlayıcı” rolüne geçtiği, “yayıncılık mekanizmasından” “herkesten herkese” anlayışına evrildiği, dolayısıyla “içeriğin demokratikleşmesi” alanı olarak tanımlayan; bir başka deyişle, kullanıcıların internet mecrasında ve çevrimiçi platformda kendilerini özgürce ifade edebildikleri, demokratik ve çok sesli bir içeriğin oluşmasını sağlayan, kişilere farklı gruplara katılma imkânı veren, yorumlarla içeriğe katkıda bulunarak interaktif ve tartışmacı bir ortama zemin hazırlayan bir geniş alan olarak tanımlamak da mümkündür.
Bu hâliyle, “yeni medya” olarak da adlandırılan sosyal medya, gelişen teknoloji ile değişen alışkanlıklar ve ihtiyaçlar penceresinden bakıldığında, yeni dönemin en önemli ve neredeyse biricik tartışma ve düşünceleri ifade edebilme aracı olarak belirmiş, bu yönüyle de ifade özgürlüğünün elzem tartışma başlıklarından birisi hâline gelmiştir.
***
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 23. sayısında okuyabilirsiniz.