Devlet otoritesi ile bireylerin bu otoriteye olan itaati arasındaki ilişki, çalışmamızın ana teması olmuştur. Bu ilişki kişilerin karakteristik özelliklerine, zamana ve hatta mekana göre değişiklik göstermekte olan bir korelasyondur. Bu değişikliklerin gözlemlenmesi ise hemen bir çırpıda ve birkaç kişi üzerinde gerçekleştirilebilecek basit bir süreç değildir. Çünkü çok fazla değişkenin bir arada bulunduğu bu ilişki düzeyinde her ihtimali değerlendirme dahilinde tutmak gerekecektir; aksi takdirde varılacak sonuç ya gerçeği yansıtmayacak ya da eksik olacaktır.
Kendi çalışma alanını sosyal psikoloji olarak tanımlayan Stanley Milgram tarafından, otorite ve itaat arasındaki ilişkinin tespiti maksadıyla, 60’lı yılların başında yapılan bu deneyler yarattığı karmaşanın yanında bir o kadar da açıklayıcı olmuştur. Deneyler
yapılmaya başlanmadan önce deneylerin muhtemel sonuçları ile ilgili alınan tahminler ile deneyler yapıldıktan sonra elde edilen sonuçlar arasındaki büyük farklar insanın kendi doğasına ne kadar yabancı olduğunu gözler önüne sermiştir. İnsan otoritenin kendisine yaptırabilecekleri konusunda, vicdanı ile itaat etme duygusu arasında kaldığında vicdanına neden bu kadar yabancıdır veya itaatkâr bir vatandaş olma hususunda neden bu kadar ısrarcıdır? İşte bu çalışmada Stanley Milgram’ın kendi adıyla anılan ve otorite-itaat korelasyonunu çok farklı yönleriyle ele alan deneylerine ilişkin açıklamalar yapmaya çalışacağız.
***
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 29. sayısında okuyabilirsiniz.