Yargıda Rüşvet İddiaları ve Çürümenin Başka Bir Türü

Ülke yargısı 2023 yılında, önceki yıllardan pek farkı olmayan kararlar vermeyi devam ettirdi. Bunlar arasında en dikkat çeken Gezi Davası kararı oldu. Mahkemece tüm sanıklar için verilen hapis cezalarının Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından kısmen onanması ve kısmen bozulması dikkat çekti. Dava dosyasının iyice incelendiği ve adil bir karar verildiği izlenimi yaratmak adına, ikinci dereceden bir kısım sanık için verilen bozma kararı yanında, davanın asıl sanıkları için onama kararı verildi ve bu kararların yoğun eleştiri ve tartışma yarattığı bir sırada gündeme bomba gibi düşen başka bir gelişme yaşandı. Birgün Gazetesi yazarı Timur Soykan’ın, “Başsavcının Rüşvet Çığlığı: Çürüyoruz” başlıklı yazısında, 06.10.2023 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı’nın Hakimler ve Savcılar Kurulu’na bir yazı göndererek, Anadolu Adliyesindeki rüşvet olaylarını anlatarak, uyuşturucu kaçakçılarının, yasadışı bahisçilerin, milyonlarca lira para gasp edenlerin nasıl tahliye edildiğini, ayrıca erişim engeli kararlarının para karşılığı verildiğini, yargı içinde bir çete oluştuğunu iddia ederek gereğinin yapılmasını istediği hususunun haberleştirildiği Başsavcı’nın yazısında, daha önce Sulh Ceza Hakimi ve şimdi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan bir hakim ile daha önce Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı, şimdi İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanının isimleri verilerek suçlandığı görülmektedir.

Suçlamalarda genel olarak, adı geçen Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’nın, Sulh Ceza Hakimi olarak görev yaptığı sırada çıkar karşılığı tahliye ve erişim engeli kararları verdiği, Adalet Komiyonu Başkanı’nın ise, bir iş adamının davasında beraat kararı verilmesi için davaya bakan Asliye Ceza Hakimi nezdinde girişimlerde bulunduğu, 3 ayrı hakimin görevden alınmasını istediği, erişim engeli kararları vermeleri için hakimlere baskı yaptığı, istemini kabul etmeyen hakimlerin yetkilerini değiştirdiği, hükümlü bir şahsın tahliyesi için aracılık ettiği, yine bir basın mensubunun davasını İstanbul Anadolu Adliyesine naklettirdiği şeklinde iddialara yer verildiği anlaşılmaktadır. Bunların dışında, hakkında iddialar bulunan Sulh Ceza Hakimi’nin imza attığı adli kontrol kararlarına ait 15 dosyanın, Başsavcı talimatı ile bir Başsavcı Vekili tarafından incelendiği, bu dosyalardan birinde yüksek miktarda uyuşturucu madde ile yakalanan bir şahıs ile bir polisin tutuklanmaları sonrasında, Sulh Ceza Hakimi’nin tutuklu şahsı tahliye ettiği, Savcılığın yaptığı itirazın reddedildiği, yine başka bir uyuşturucu dosyasında tutuklu şahsın etkin pişmanlık göstermesi nedeniyle sözü geçen Sulh Ceza Hakimi tarafından tahliye edildiği, 1,5 milyon Euro paranın gaspçılar tarafından çalınması olayından dolayı 3 şüphelinin yurt dışına kaçmak isterken, bir şüphelinin ise kaçmak için sahte evrak düzenlerken yakalandıkları, ancak sahte evrak düzenleyen şüphelinin kısa süre sonra aynı hakim tarafından serbest bırakıldığı, bir başka olayda ise aynı hakim tarafından 22 şüphelinin yasa dışı bahis suçundan tutuklanmaları sonrası, iki ay geçmesi ile 3 şüpheliyi tahliye edildiği, Savcılığın tahliyelere yönelik itirazlarının reddedildiği, tüm bu olaylarda kamu görevlisi olmayan bazı şahısların da iştiraki bulunduğu, bu yüzden Savcılığın bu şahıslara yönelik olarak soruşturma başlattığı haberleri de yansımıştır.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 40. sayısında okuyabilirsiniz.

print