Covid-19 salgınının dünyamızda ortaya çıkışı birinci yılına girerken, geçtiğimiz aylarda bulaş oranlarının ülkemizde oldukça yükseldiğini görüyoruz. Birinci dalgayı sonlandırmamışken, ikinci dalganın en zor günlerini geçirdiğimiz söyleniyor. Virüsten kendimizi korumaya, ekonomik kriz nedeniyle hayatımızı zorlukla idame ettirmeye çalıştığımız günlerden geçerken, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de büyük bir depremi yaşadık. Bu nedenle öncelikle depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısıyla, aile ve dostlarına başsağlığı dileklerimizi iletmek isteriz.
***
Dergimizin 28. sayısı olan Kasım-Aralık 2020 sayısının dosya konusunu “Kazalar/afetler kader midir?” olarak belirlerken, henüz İzmir depremini yaşamamıştık ve dosya konusu kapsamında depremlerle ilgili bir yazı alabilmek için hocalarımızla görüşmeye devam ediyorduk. Öyle ki bu sayımızda bizlerle “Türkiye Depreme Hazırlanabilir mi?” yazısını paylaşan Prof. Dr. Okan Tüysüz yazısını yayın kurulumuza teslim ettiğinde de henüz deprem olmamıştı. Ancak hepimizin bildiği gibi ülkemiz depremler hattında yer alan bir bölgedeydi ve Ege bölgesi ile İstanbul’da yıllardır büyük depremler bekleniyordu. Dolayısıyla sorumuz tam da karşılığını bulmuş oldu: Kazalar/afetler kader midir?
***
Dosya konumuz kapsamında Cumhuriyet Gazetesi kent ve çevre muhabiri Hazal Ocak yangınlar başlığını ele alarak, “Her Yangın Çıktığında Yüreğimize Düşen Kor” başlıklı yazısında ihmal, yeterli önlem alınmaması ve rant hırsı yüzünden binlerce hektar ormanın yok olduğunu belirtirken; Giresun’da meydana gelen sel kapsamında değerlendirme yapan Prof. Dr. Doğan Kantarcı “Giresun Sel Olayı Üzerine Bir Değerlendirme” yazısı ile dosya konumuza katkıda bulundu. Dosya konumuz kapsamında doğa kaynaklı afetler ve bunların sonuçlarının yanında insan kaynaklı kazalar ve bunların nedenleri ile süreçlere ilişkin yazılara da yer verdik. 13 Mayıs 2014’te Soma’da gerçekleşen işçi katliamına ilişkin süreci “Adalet Talebi Ve Hak Mücadelesi Açısından Soma Katliamı’nın Değerlendirilmesi” başlıklı yazısı ile Av. Mürsel Ünder değerlendirirken, 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen Çorlu Tren Katliamının dava sürecini ise dosyanın avukatı Av. Gökmen Yeşil bizlerle paylaştı. Çok değerli yazarlarımızın katkıları neticesinde şu soruya cevap verilmiş oldu: Kazalar/afetler kader midir?
***
Dosya konularımızın yanında, bu sayımızda yine çok değerli yazılar yer alıyor. Nigar Demir geçtiğimiz aylarda yaşanan gelişmelere mercek tuttuğu ““Kullanışlı” Virüs” başlıklı yazısı ile değerlendirmelerine yer verirken, Avukat Nilüfer Yenice ise Ahmet Şık’ın başvurusu üzerine AİHM tarafından verilen kararı “Anayasa Mahkemesi’nin “Kabul Edilemez” Bulduğu Şık/Türkiye (No:2) Kararında, Oy Birliği ile İHAS m.5/1 ve Oy Çokluğu ile İHAS m.10’un İhlali” başlıklı yazısında değerlendirdi. Portre sayfamızda Kasım ayında yitirdiğimiz değerli hukukçularımızı, Stj. Av. Kamilcan Yavaş’ın kaleme aldığı “Bülent Tanör ve Mümtaz Soysal’ın Anayasa Anlayışı Üzerine Kısa Bir Değerlendirme” yazı ile anıyoruz.
Bu sayımızı birbirinden kıymetli kişilerle yaptığımız keyifli söyleşilerimizle zenginleştirdik. 12-13 Eylül 2020 tarihinde 3. Olağan Kongresini yapan Yargıçlar Sendikası’nın Genel Sekreteri Enver Kumbasar ile yargıçların örgütlenmesini, yargının bağımsız olması gerekliliğini ve genel olarak Türkiye’de yargıçların durumunu konuştuk. İzmir Barosu başkanı Özkan Yücel ile genel kurul iptalleri ve mesleğe müdahaleye ilişkin söyleşi yaptık. Hukuk ve Sanat sayfamızda ise hem hukukçu hem yazar kimliği ile tanıdığımız Yalçın Tosun’la yeni çıkan hikaye kitabı “Mesafenin Şiddeti” hakkında ve genel olarak Tosun’un öykücülüğü hakkında söyleşme fırsatı yakaladık.
Mizah sayfamızda ise Avukat Hüsnü Niyetli, “Maskesiz Rüya” başlıklı yazısında bir avukatın maske takma ile duruşmaya girme arasında yaşadığı gerilimi mizahi diliyle bizimle paylaştı.
***
2020 yılını 28. sayımızla kapatırken, her yıl Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Dayanışma Yemeğini bu sene pandemi nedeniyle gerçekleştiremeyeceğimizi üzülerek belirtmek istiyoruz. Basılı yayınların yayın hayatını sonlandırdığı, hukuk alanındaki basılı dergilerin ise yok denecek az sayıda olduğu böyle bir dönemde siz okuyucularımızın destekleri ile ayakta durduğumuzu bilmenizi isteriz. Bu sayımızda fark etmiş olacağınız gibi dergimizin biçiminde de bir değişime gitmemiz gerekti. Bunun sebebi de kuşkusuz kağıt, baskı ve kargo maliyetlerinin öngörülemez şekilde artması. Dolayısıyla siz okuyucularımıza, belki yılbaşı hediyesi belki 2021 için umut hediyesi olmak üzere çevrenizdekilere dergimizin aylık aboneliğini hediye edebileceğini önermek istiyoruz.
Dergimizin “Ocak-Şubat 2021” tarihli olacak 29. sayının dosyasında, “Yargıda Alternatif Çözüm Yolları Gerçekten Alternatif Midir?” konusunu ele almak istiyoruz. Bu konuda sizlerden gelecek öneri, yazı ve katkıları beklediğimizi hatırlatmak isteriz.
2021 yılının hepimiz için daha sağlıklı ve umutlu bir yıl olmasını diliyoruz.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle, keyifli okumalar…