Bu sayıya güzel bir haberle merhaba diyoruz. Yayın Kurulu üyemiz sevgili Akasya ile Ulaş’ın bebekleri dünyaya geldi. 26 Ocak’ta dünyaya gelen Kansu bebek hoşgeldi!
***
Hukuk Defterleri’ni 2016 senesinde çıkarmaya başladığımızda, ülkemizin yol ayrımında olduğu, karşı devrimin 1923 Cumhuriyeti’ni tasfiye ettiği, kendi rejimi ile kurumlarını yerleştirmeye çalıştığı ve bunları yaparken de en önemli araçlardan birinin hukuk olduğu tespitlerini yapmıştık. Cumhuriyet’in 100. yılı içerisinde 2024 Ocak ayına geldiğimizde ise, AKP’nin yol aldığını, rejimin kurumlarını yerleştirdiğini, şimdi de meşruiyetini sağlamak için yeni anayasa gündemini açtığını söyleyebiliriz. Gelinen noktanın çok iç açıcı olmadığı doğruysa da, mücadelenin bırakılacağı değil, daha fazla büyütüleceği dönemlere girdiğimiz aşikar. Ülkemizin gördüğü en gerici Meclis bileşimi tarafından bu ülke topraklarında özümsenmiş kimi ilkeleri yok ederek bir anayasa yapılabilmesi mümkün değildir. Bağımsız yargı, kamucu ve laik bir cumhuriyet özleminde olanların daha fazla tartışması ve sesinin çıkması gereken bir dönem başlıyor. Bu nedenle, 2023 Mayıs’ta 39. sayımızı yayınladıktan sonra hem mali hem de teknik aksaklıklardan dolayı ara verdiğimiz dergimizle, Ocak 2024’te yeniden okurlarımızla birlikteyiz. Bundan sonra düzenli bir şekilde, üç ayda bir sizlerle olmaya devam edeceğiz.
***
40. sayıda, dosya konumuz “Cumhuriyetin 100 Yılı ve Hukuk”. Bu konunun bir yıl boyunca dosya konusu olarak ya da farklı bölümlerde gündemde tutulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü hukukumuzun ve burada verilen mücadelenin 100 yıllık sürecini değerlendirmemiz ve sonrası için neler yapabileceğimizi tartışmamız gerekiyor. Dosya kapsamında, TOBB ETÜ Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi M. Murat Öngel, “Türkiye’de Anayasal Değişimin Ekonomi Politiği” yazısını kaleme alırken; Prof. Dr. İzzeddin Önder de Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi yönelimleri ve değişimlerini “100 Yıllık Devletin Ekonomik Değişim Noktaları” makalesinde değerlendirdi. Hukukçu, 24. ve 26. Dönem Milletvekili olan İlhan Cihaner ise, 1923 Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan ancak süreç içerisinde tahrip edilen ve günümüzde tamamen yok edilmek istenen “Laiklik” üzerine yazdı. Dosyanın son yazısı ise, emekli yargıç İbrahim Fikri Talman tarafından kaleme alındı. Danışma Kurulu üyemiz Talman, kendisinin de içerisinde yer aldığı ve yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı, yargıçların özlük hakları için çok önemli mücadele örnekleri vermiş yargıçların mücadele örgütlerini “Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de Yargıçların Örgütlenme Pratiği” başlıklı yazısında inceledi.
***
Bu sayımızı hazırlarken hem ülkemizde hem de dünyada çok önemli gelişmeler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Yayın Kurulu olarak olabildiğince bu konulara dergimizde değerli yazarlarımızın katkılarıyla birlikte yer vermeye çalıştık. Danışma Kurulu üyemiz Av. Cem Alptekin, rezerv yapılara ilişkin hızlıca getirilen düzenlemeleri ve bu düzenlemelerin ne anlama geldiğini, “Felaket Kapitalizminde Anayasal Çöküş” başlıklı yazısında değerlendirdi. Milletvekili Av. Can Atalay’ın tahliyesine ilişkin AYM’nin bireysel başvuru kararı karşısında ilk derece mahkemesinin ve Yargıtay’ın aldığı pozisyonun hukuki değil siyasi olduğu açıkça görülse de, bu gelişmelerin bireysel başvuru hakkının geleceği açısından değerlendirmesi de oldukça önemli. Dr. Mert Duygun, “Tutuklu Milletvekillikleri Sorununda” Son Perde ve Bireysel Başvuru Hakkının Geleceği: “Can Atalay” Vakası” yazısında, bu konuda görüşlerini bizlerle paylaştı. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi üyesi Dr. Erdi Yetkin ise, söz konusu bireysel başvuru ile bağlantılı olan esas davayı yani Gezi davasını, “Yargıtay’ın Gezi Parkı Davası Kararının Değerlendirilmesi” başlıklı yazısında hukuki açıdan değerlendirdi. Yargıda güncel davalar nedeniyle yapılan tartışmalar yanında Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısının Bakanlığa iletmiş olduğu rapor nedeniyle, yargıda yolsuzluk sorunu yeniden gündeme geldi. Emekli yargıç İbrahim Fikri Talman, “Yargıda Rüşvet İddiaları ve Çürümenin Başka Bir Türü” başlıklı yazısında konuyu ele aldı. 2023 senesinin Aralık ayında İsrail’in Gazze’ye müdahalesi ve yaptığı katliamlar karşısında büyük devletlerin çoğunun sessiz kalması hatta İsrail’i desteklemesi, akıllara uluslararası hukuk düzeni ve İsrail’e karşı neler yapılabileceği sorularını getiriyor. Bu sorularımızı ise, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi üyesi Dr. Cemil Ozansü “Uluslararası Ceza Hukuku ve Filistin Meselesi” başlıklı yazısıyla yanıtladı.
Önemli gelişmelerden biri de, iktidarın medeni kanunda yapmak istediği değişiklikler. Ocak ayının başında bu konuda yapmış oldukları Çalıştay da, Medeni Kanuna ilişkin hazırlıkların hızlandırıldığını gösteriyor. Laiklik Meclisi üyesi Av. Nazan Moroğlu, Medeni Kanunun önemi ve bu konuda iktidar tarafından yapılmak istenen değişiklikleri “Devrim Yasamız: MEDENİ KANUNUMUZ” başlıklı yazısında değerlendirdi.
40. sayımızdaki Mizah sayfasında, Hüsnü Niyetli, tutuklu bulunan müvekkilinin bir dosyasında savcının izinli olması nedeniyle yaşanan sorunları ve gecikmeleri “Ekran” başlıklı yazısında bizlerle paylaştı.
***
Birçok yurttaşımızı kaybettiğimiz, birçoğunun evsiz ve hala çadırlarda yaşamak zorunda kaldığı 6 Şubat depremi üzerinden bir sene geçti. Depremdeki kayıpların sorumluluğu hiçbir devlet yetkilisi tarafından üstlenilmediği gibi, deprem sonrası verilen vaatler de daha gerçekleştirilmedi. Hatay Barosu eski başkanı Av. Cahit Açıkalın, Hatay halkının deprem sonrası yaşadığı süreci ve verilen hukuki mücadeleyi “Bir Şehri Savunmak” başlıklı yazısında bizlerle paylaştı. Bu vesileyle, depremde kaybettiğimiz tüm yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Yeniden yaşanmaması için, asla unutmayacağız, hatırlatmaya devam edeceğiz…
***
Portre sayfamızda, 24 Mart 1978 tarihinde katledilen yurtsever savcı Doğan Öz’ü anıyoruz. Kontragerilla raporunu hazırlayan, DGM’lerin kapatılması için mücadele veren ve halkı için durmadan çalışan savcı Öz, evinden işine gitmek üzere arabasına bindiğinde kurşunlanarak öldürüldü. Faili belli olmasına ve kendisi de bunu kabul etmesine rağmen, yapılan yargılamalar sonucunda kimse hüküm giymedi. Kendisini, her sene olduğu gibi, ölümünün 46. yılında saygı ve özlemle anıyor, kendisinin yazmış olduğu bir şiiri de sizlerle paylaşıyoruz. Doğan Öz, her zaman olduğu gibi, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
“Dostlar biz ölmeyiz savaşta Yarının doğması bizden yana
Koş anadolulum kurtuluşa Koş yoksul uluslarla
Kötülerin savaşına savaş açtık Hak bizden yana”
Doğan Öz