Şubat ayı atölyemizde, Av. Dr. Murat Özveri ile gerçekleştirdiğimiz ve Türkiye İşçi Hukuku kitabında da ele aldığı kimi konuları tartıştığımız “Türkiye İşçi Sınıfı üzerine” başlıklı atölyemizin notlarını okuyucularımızla paylaşıyoruz. Murat Özveri’ye hem atölye hem de atölye notları için çok teşekkür ederiz.
Öncelikle Hukuk Defterleri dergisine beni davet ederek Türkiye İşçi Hukuku kitabını sizlerle tartışma olanağı yarattığı için teşekkür ederim. Söze kitabın adıyla başlamak istiyorum. İş hukuku yerine işçi hukuku demeyi uygun gördük. Çünkü biliniyor; hayranlıkla izlediğimiz ve genellikle yaptıranların adlarını yaşatan eserleri izlerken, yapanlar genellikle akla gelmemektedir. Nasıl yaptıkları ve esere kattıkları ter, gözyaşı, kan görülmemektedir. Eser, yapanları değil yaptıranları yaşatmaktadır. Üstelik çalışma ve çalışanlar çok uzun süre aşağılanmış, çalışma özgür insanlara yakışmayan bir etkinlik olarak görülmüştür.
Bu kitabın konusu ise aşağılanma, toplumdan dışlanma, toplumun en altında görülme pahasına eserleri yapanlardır. Yaşamı var eden, adı sanı bilinmeyen, binlerce eseri canı pahasına inşa eden, yaşamın nimetlerinden ancak asgari ölçülerde yararlanabilip göçüp giden, mezarları da yaşamları gibi sade olan ve bir nesil sonra unutulanların hak ve hukuklarına odaklanılmaya çalışılmıştır. Bu nedenle kitaba, eser yaratanların hukukunun ilk ortaya çıktığı dönemdeki adı verilmiştir: İşçi Hukuku.
Türkiye’de işçi hukuku 1936 yılında kabul edilen, 1937 yılında yürürlüğe giren 3008 sayılı İş Yasası ile ayrı bir disiplin olarak yasal sistem içerisinde yer almıştır. Ne var ki bir yasanın yürürlüğe girmesi yasanın uygulandığı anlamına gelmemektedir. 3008 sayılı yasa da çok önemli ölçüde kâğıt üzerinde kalmıştır. Bir kere 1940 yılında yürürlüğe giren Milli Koruma Kanunu 3008 sayılı İş Yasasının birçok hükmünün uygulanmasını aslıya almıştır. 1950 yılında Türkiye’de sendikaların örgütlenmeye başladığı dönemde sendikaların cazibesini gölgelemek için 3008 sayılı Yasada çok önemli değişiklikler yapılmış, yasa adeta baştan sona yeniden yazılmıştır. Bu değişiklikler mecliste tartışılırken hem iktidar hem muhalefet ülkede iş hukukunun uygulanmadığı konusunda hem fikir olmuşlardır.