İstanbul Kanalı ile İstanbul Hava Alanının İnşaat Alanı ve Çevresindeki Arazide Yerleşim, Orman, Otlak, Tarım Alanları ile Üretime Etkileri

Özet

İstanbul Kanalı’nın açılması planlanan arazi ile İst. 3. Hava Alanı’nın yapıldığı ve devam eden inşaat alanında önemli miktarda orman, otlak (Mera ve çayır), tarım alanı yok edilmiş veya yok edilmesi öngörülmüştür. Bu arazideki tarım ürünleri, hayvancılık vd üretim yapan köylüler de geçim kaynakları yok olduğu (Kamulaştırıldığı veya satıldığı) için göç etmek zorunda kalacaklardır. Kıyı köylerinde balıkçılık ile geçinen aileler de balık yatakları dolgular ile yok edildiği için göç etmek zorundadırlar. Tapulu arazi fiyatları yükseldiği veya zorunlu kamulaştırma yapıldığı için köylünün elinden çıkmıştır. Tapulu arazi bazı kişi ve firmalar tarafından toplanmıştır. Tarım alanları ile otlakların ve de ormanların Anayasa’nın koruyucu hükümlerine rağmen imara açılması ile yeni yerleşim alanları kurulması için plan değişiklikleri çok önemli ve telafi edilemez, geri dönüşümü mümkün olmayan zararlar verecektir. Arazinin yabancı uyruklu kişi ve kuruluşlara satılması ise; bir tür işgal yöntemi olup, mülkün asıl sahipleri olan Türklerin göçe zorlanması ve çok uluslu bir bölge oluşması ile sonuçlanacaktır.

Yok edilen ormanlar vd arazi yağışları sızdırıp, su üretimi yapmaktadırlar. Su üretiminin azalması veya yok olması İstanbul’u yaşanamaz bir kente dönüştürecektir. Çevre illerin su kaynakları ise kendileri için gerekli ve ancak yeterlidir. İklim değişikliği sürecinde kar yağışlarının azalması, buna karşılık sellere sebep olan yüksek (sağanak) yağışların artması su üretiminde önemli sorunlardır. Barajları, bentleri yağmur suları doldurur, ama kar suları besler. Isınma/kuraklaşma sürecinde İstanbul’un su kaynaklarının korunması gerekirken, yok edilmesi anlamsızdır.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 23. sayısında okuyabilirsiniz.

print