Yunan mitolojisine göre Medusa, Gorgo(n) lar olarak bilinen Phorcys ve Ceto’nun üç kız kardeşinden biriydi. Hesiod’un Theogony’sine göre, Gorgo(n)lar Graiai’nin kız kardeşleriydi ve Oceanus’un ötesinde Hesperides tarafından geceye doğru en uzak yerde yaşıyorlardı. Gorgo(n) kardeşlerin isimleri sırasıyla; Sthenno, Euryale ve Medusa’ydı. Ancak kız kardeşleri ve Medusa arasında güzelliklerinden başka bir fark daha vardı, diğer kardeşleri ölümsüzken Medusa ölümlüydü.
Gorgo(n) kardeşler arasındaki tek ölümlü olan Medusa’nın güzelliği dillere destandı. Hatta Ovid, özellikle Medusa’nın saçlarını, “bütün çekiciliklerinin en harikası” olarak tanımlıyordu. Büyük deniz tanrısı Poseidon, kendini tanrılara adayan güzel Medusa’yı görür görmez âşık olmuş, aşkına karşılık bulamamış ve Medusa’yı zorla Athena tapınağında hamile bırakmıştı. Poseidon’un Medusa’ya olan aşkını kıskanan tanrıça Athena, Medusa’nın büyüleyici saçlarının her bir telini yılana ve güzeller güzeli Medusa’yı da gözlerine baktığı her canlıyı taşa çeviren bir canavara dönüştürdü. Bundan kısa bir süre sonra, Seriphos kralı Polydectes, Perseus’tan kurtulmak için onu neredeyse imkânsız bir görevle görevlendirdi. Polydectes, “Bana Medusa’nın başını getirin” diye emretti. Athena ve Hermes’in yardımıyla ve Medusa’nın nerede olduğu konusunda Graeae’leri zorladıktan sonra, Perseus sonunda; uzak batıda, dış okyanusun ötesinde, kayalık adada bulunan efsanevi Gorgonlar ülkesine ulaştı. Medusa uyuyordu ve Perseus, Athena’nın bronz kalkanındaki yansımayı kılavuz olarak kullanarak (doğrudan ona bakmamak ve taşa dönüşmemek için) orakla kafasını kesmeyi başardı.
Dünyanın dört bir yanında gördüğümüz, gözleri tam açık saçları yılan makûs kaderli Medusa’nın mitolojideki en yaygın bilinen hikâyesi böyle.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, Türkiye’de geçtiğimiz yıl 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu yılbaşında Giresun’da 16 yaşındaki Sıla Şentürk bir süre önce ailesinin isteğiyle nişanlandığı 21 yaşındaki Hüseyin Can Gökçek’in yanında getirdiği bıçakla kafası kesilerek öldürüldü. Sıla’nın katlinin ardından diğer bütün kaybettiğimiz kadınlarda olduğu gibi içimiz yandı. Sosyal medyada onun adını yazdık, ardından vurucu cümlelerle ölümünü kınadık. Sonra bir başka güne uyandık.
***
Yazının devamını Derginin 35. sayısında okuyabilirsiniz.