Mizah: Çok Tuhaf Soruşturma

Müvekkillerimden biri yana yakıla ofisimi aradı; bir yakınına “haber gönderilmiş”, hakkında soruşturma olduğu söylenmiş. Telaşlıydı hâliyle. Bu gibi telaş durumlarında, bir nevi acil koduyla müvekkillerimiz hakkında soruşturmalar olup olmadığı konusunda araştırma yapmaya girişiriz; burada da giriştik. Ofis olarak İstanbul’daki adliyelerde şahsın ön büro sorgularını yaptık. Şahısla ilgili hiçbir soruşturmaya rastlanmadı; sadece bir yerde, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan (eski tabirle kara para aklamadan) soruşturma yürütüldüğü bilgisini aldık. Konu suçtan kaynaklanan malvarlığı değeri de, hangi suçtan kaynaklandığı da belli değil. Ortada gelir elde edilen suçla ilgili kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı, hatta soruşturma da yok. Çünkü suç olacak ki, o suçtan kaynaklanan malvarlığı değeri aklansın. Bu kara parasoruşturmasındada,hangisuçtaneldeedilen değerlerin aklandığı bilgisine yer verilmiyor, “araştırın, bu adam suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamış olabilir” deniyor sadece. Tuhaf bir soruşturma anlayacağınız.

Müvekkilin içi rahat değil yine de ve haklı olarak. O nedenle, başka hangi il ve ilçelerde soruşturmasının olabileceğini düşünüyor ve bize “geze geze Anadolu” bir liste çıkarıyor. Bu arada sanmayın ki bu şahıs acayip illegal veya karanlık bir arkadaş. Bugüne kadar sadece bir dosyası olmuş, onda da beraat etmiş bu iş insanı arkadaşımız. Hangi şehirlerde iş yaptıklarını döküyor ortaya. Biz de şehir dışındaki meslektaşlarımıza, tanıdıklarımızın tanıdıklarına o şehirlerden dosya sorgusu yaptırıyoruz. Çıkmıyorhiçbirsoruşturma.Hattaaklımageliyor; son yıllarda otobüs ve otomobille yaptığı şehir dışı seyahatlerinde mola verdikleri yer adliyelerinde dahi soruşturma sorgusu yapmayı deniyoruz. Müvekkile de “böyleyken böyle” diyoruz.

Dahasonrakaraparadosyasınıayrıntılıincelerken, dosyada polisler tarafından düzenlenen ve polislerin hukuki değerlendirmelerine ve mevzuatla ilgili ceza hukuku yorumlarına yer verdikleri, yani “uzmanlıklarını konuşturdukları” bir raporun küçük bir yerinde, bir soruşturma numarasına rastlıyoruz. Ancak o soruşturmanın yürütüldüğü adliyede müvekkilimiz tertemiz. Yine de savcılıktan soruyoruz o dosyayı, bizim müvekkil var mı o dosyada diye. “O dosyada kimse yok” diyorlar. Kimsenin olmadığı bir dosya… Tabii dosya “kimsesiz” bir dosya olamaz, mutlaka kimseler vardır. “Dosyada kimin olup olmadığı konusunu biz de bilmiyoruz, kimse onu bilemez” diyorlar, ne kadar esrarengiz bir cümle. Özetle şöyleymiş efendim, dosyada bir kişinin olup olmadığı ancak bu şahıslara “operasyon” düzenlenirse ortaya çıkarmış. Gizli dosya anlayacağınız. Ancak gizli de olsa alabileceğimiz belgeler var malum. Soruyoruz, “şu an dosyada hiçbir şey yok” diyorlar. Suçüstü yokmuş, suça konu fiil yokmuş, şüpheliler yokmuş, suç içerikli görüşmeler yokmuş, ifadeler yokmuş. Yani yazıcımda yazdırılmayı bekleyen onlarca beyaz ve kalbim kadar temiz A4 kâğıdı nasıl bir dosyayı teşkil edebilirse, o dosya da “şimdilik” öyle bir dosyaymış. Tam kalemle vedalaşıp meslektaşlarımla “adliyede çay keyfi” yapmak üzere kapıdan çıkacakken, şöyle bir cümle ediyor kâtip arkadaş: “dosyada olursanız haberiniz olur zaten”. Meali: “Bir şafak ansızın gelebiliriz”.

Adliye bayat çayı sonrası o “haberimiz olma” hâlini tahayyül ediyorum. Herhâlde, hâlihazırda yürütülen kara para dosyamız gibi olacak, onda da suç var sözde. Ama hangi suçtan kaynaklandığı belli olmayan gelir aklama hâli, ayrıca bilinemeyen bir gelir var. Öte yandan o soruşturma da devam ediyor, şüpheliyiz, suç isnadı altındayız. Biri resmiyette biri “bir şafak ansızında” olmak üzere, hiçbir fikrimiz olmayan tevatür soruşturmalar…

“Gözetmen, kibrit kutusunu masanın üstüne fırlattı. ‘Büyük bir yanılgı içindesiniz’ dedi. ‘Gerek buradaki beyler gerekse ben sizin olayınızda bütünüyle önemsiz kişileriz, dahası konuya ilişkin hemen hiç bilgimiz de yok. Üstümüzde en resmî üniformalar bulunsaydı bile, sizin durumunuzda herhangi bir değişiklik olmazdı. Ayrıca size davalı olduğunuzu da söyleyemem, daha doğrusu, davalı olupolmadığınızıbilmiyorum.Tutuklandınız,bu doğru, ama bundan fazlasını bilmiyorum. (…) Her ne kadar şimdi sorularınızı yanıtlamıyorsam da, daha çok bizi ve başınıza gelecekleri değil, kendinizi düşünmenizi öğütlerim. Ayrıca suçsuzluğunuzu da böylesine gürültücü dile getirmeyin, çünkü uyandırdığınız ve pek kötü sayılamayacak izlenimi bozuyorsunuz” (Franz Kafka, Dava [Çeviren: Ahmet Cemal], 11. Basım, Can Yayınları, İstanbul, s.27-28).

Müvekkilimiz, K. mertebesinde değil henüz; ancak olabilir mi? Olabilir. Daha önce olanlar olmuş mudur? Olmuştur. Daha sonra da olacak mıdır? Olacaktır.

Neyse, şimdi beni aradı müvekkil. Geçen de şehir dışında bir sünnet düğününe gitmiş, ora adliyesinde de sorgu yaptıracağız. İyi yazlar….

print