Diyanet Akademisi’nin Düşündürdükleri

Diyanet Akademisi kurulmasına ilişkin yasa teklifi ya da diğer bir deyişle “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 16.03.2022 tarihinde TBMM’de kabul edildi ve 24 Mart 2022’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Hem yasa teklifinin kendisi hem de yasalaşma süreci ülkenin bugün geldiği durum hakkında işaretler barındırmaktadır. Yalnızca yasanın kendisi değil, aynı zamanda kabul ediliş biçimi de politikanın, özellikle de muhalefetin dönüşümü açısından önem taşımaktadır. Bu durumun anlaşılabilmesi için öncelikle yasa teklifi ve komisyon görüşmelerinin incelenmesi ve sonrasında ise TBMM’de yasanın ne şartlar altında kabul edildiğine bakılması gerekmektedir.

Teklif AKP’nin otuz yedi milletvekilinin imzası ile Meclis’e sunulmuştur. Meclise sunulan teklifin gerekçesinde “… din hizmetleri alanında Başkanlıkta görev alacak personelin göreve başlamadan önce mesleki yeterliliklerinin sağlanması, niteliklerinin geliştirilmesi ve bu şekilde göreve hazır hale gelmeleri…”nin önemine vurgu yapılmıştır. Yasa teklifinin gerekçesine

bakıldığında da yasa teklifinde üzerinde durulan temel noktanın Diyanet İşleri Başkanlığı’nda (DİB) görev alacak nitelikli personel yetiştirilmesi olduğu görülmektedir.

Hem teklifin Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’ndaki görüşmeleri hem de parlamentodaki görüşmelerde ilgili gerekçe eleştirilmiştir. Meclis tutanaklarından doğrudan alıntılamak gerekirse;

“Değerli milletvekilleri, Diyanetin bünyesinde her türlü modern bina ve donanıma sahip 1976 yılından bugüne hizmet veren 12 adet dinî yüksek ihtisas merkezi ve 1972 yılından bugüne hizmete devam eden 19 adet eğitim merkezi bulunmaktadır. Ayrıca, ülkemizde Diyanet Vakfına bağlı, (…) 61 ilahiyat fakültesi, İslami ilimler programı bulunan üniversiteler bünyesinde 58 İslami ilimler fakültesi eğitim vermektedir.”

Bunun yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Türkiye genelinde toplamda (2020/2021 Eğitim-Öğretim Yılı itibariyle) 1673 adet imam-hatip lisesi bulunmaktadır. Bu durum aynı zamanda imam-hatip liselerinin uzun zamandır din hizmetleri alanında gerekli niteliklere sahip personel yetiştirmekten çok laik eğitim sistemine alternatif birer dini eğitim kurumuna dönüşmesi bağlamında da ele alınabilir.

Yasa teklifi incelendiğinde hâlihazırda akademinin üstlenmesi öngörülen görevlerin bir kısmının DİB’e bağlı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından üstlenildiği bu nedenle de yasa teklifinin birinci maddesinin gerekçesinde ilgili müdürlüğün görevlerinin yeniden düzenlendiği görülmektedir. Teklifin üçüncü maddesinde de akademinin kurulması ile DİB’in teşkilatında yapılacak değişiklikler düzenlenmiştir. Buna göre “Kur’an Eğitim Merkezleri” adı altında yeni bir birim kurulmakta ve “Dini Yüksek İhtisas Merkezleri”nin kurum içi personele yönelik olarak planlanmış eğitim faaliyetlerinin yöneldiği kitle ise belirsizleştirilmektedir.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 36. sayısında okuyabilirsiniz.

print