Konser Yasaklarına İlişkin Bir Değerlendirme: Müziğin Sesini Açın!

Ülkemizde pandemi gerekçesiyle iyice sesi kısılan müzik, son aylarda birçok ilde çeşitli gerekçelerle konserlerin ve festivallerin iptal edilmesiyle neredeyse duyulamaz hâle geldi.

Müziğe getirilen kısıtlama son dönemde sadece salgın hastalık gerekçesine dayanmamakta; basından, sanatçılardan ve müzikseverlerden alınan haberlere göre, son bir ayda, kamu güvenliği, genel ahlak gibi sebeplerle ülkenin çeşitli yerlerinde festivallerin ve konserlerin iptaline gidilmektedir.

Her ne kadar sanatın nerdeyse tüm dallarında sansürle karşılaşsak da, sanatın sesi ve bir türü olarak karşımıza çıkan müzik ve son dönemde ülkemizde müzik festivallerine, konserlere olan kısıtlamalar özelinde sanat özgürlüğünü inceleyeceğiz.

Sanat özgürlüğüne ilişkin yasal düzenlemeler öncelikle 1982 Anayasası’nda yer almaktadır. Anayasa’nın 27. maddesinde, herkesin sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma hak- kına sahip olduğu düzenlenmiş olup; bu hakkın, Anayasa’nın değiştirilmez hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. Anayasa’daki bu düzenlemeye baktığımızda Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğüne nazaran sanat özgürlüğünün çok daha geniş düzenlendiğini görmekteyiz. 26. maddeye göre ifade özgürlüğü, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilirken; 27. maddede düzenlenen sanat özgürlüğü sadece Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamayacağı belirtilmiştir Ancak bu kayıt, sınırlama kaydı olmaktan ziyade aslında temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmaması için Anayasa m.14/1’deki düzenlemenin özel görünüş biçimi olarak düşünülebilir.

Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasından bahsederken, sınırlamaların istisna olduğunu ve özgürlüklerin kural olduğunu göz önünde bulundurmamız ve özgürlüklerin sınırlandırılması için, konu özelinde sanat özgürlüğünün sınırlandırılabilmesi için Anayasa’nın 13. maddesini göz önünde bulundurmak gerekir. Söz konusu maddede temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının sınırları çizilmiştir. Buna göre, “temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olarak” sınırlandırılamaz.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 36. sayısında okuyabilirsiniz.

print