1 Ağustos günü dostları, öğrencileri ve sokak kedileriyle ona yaraşır şekilde uğurladığımız sevgili hocam Ahmet Cemal ile çok da uzak olmayan bir tarihte, 2015 yılında tanıştım. Bu tanışmanın benim için yeri büyüktür. Öyle ki öğrencileri ile kurduğu Ahmet Cemal Kültür Atölyesi’ne (ACKA) giriş mülakatında, doktora giriş mülakatından daha çok heyecanlanmıştım. Ve bu heyecan benim aynı sene başladığım doktora derslerine değil, ACKA derslerine devam etmeme neden olmuştur.
Bugün, yani Ahmet Cemal’in ölümünün ardından, hayatımda çok önemli yer edinen kitapların çoğunun da onun tarafından çevrilmiş olmasının rastlantı olmadığını düşünüyorum. Belki bir başka deyişle şöyle bile diyebilirim; ACKA’dan önce de çevirileri ile düşünce dünyamı oluşturan biri imiş Ahmet Cemal. Onun da hukuk mezunu olması ve hatta yüksek lisans yapması, bir süre hukuk bölümünde akademisyen olarak bulunması ve sonrasında ise tüm bunlardan ayrı, kendisini edebiyat ve çeviri ile düşünce tarihi ve yönteminde bulması beni ona hayran bırakan onlarca sebeplerden bazılarıdır.
…
Yazınızın devamını Hukuk Defterleri’nin 9. sayısında okuyabilirsiniz.