Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Örgütü Olarak Baroların Anayasal Konumu ve Güvenceleri

1) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olarak baro ve zorunlu üyelik usulü

Üyelerinin çokluğu, ürettikleri hizmetlerin temel toplumsal ihtiyaçlara yönelik olması ve ülke genelinde yaygınlığı düşünülerek çoğulcu bir örgütlülüğün getirdiği yararlar ile toplum çıkarlarının dengelenebilmesi ve demokratik toplum kültürünün, kamu düzeninde olumsuzluk yaratmadan derinleştirilebilmesi gerekçesiyle bazı meslek örgütlerine kamusal nitelik kazandırılmış ve bu örgütler “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları” olarak nitelendirilmiştir. Adil yargılanmanın en önemli sacayaklarından biri olan savunma işlevini üstlenen avukatların örgütü barolar da, en önde gelen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından birisidir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk baro 1878 senesindeİstanbul’da 62 kişinin katılımıyla Dersaadet Dava Vekilleri olarak kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde 1926 senesinde kabul edilen Muhamat Kanunu ve 1938 yılında kabul edilen Avukatlık Kanunu ile avukatlık bir meslek olarak kabul edilmiştir. Kamu hukuku tüzel kişiliğini kazanması ise Cumhuriyet’in kuruluşu sonrasında 1961 Anayasası ile mümkün olmuştur.

Bu kısa çalışmada baroların bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olması vesilesiyle öncelikle bütün kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin genel anayasal ilkeler ve gelişmeler ortaya konacak; ardından barolara ilişkin gündeme gelen bazı hukuki sorunlar aktarılacaktır. Barolar ve diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin hukuki sorunları bu kısa çalışmada tüketmenin zorluğu karşısında; bu yazıda zorunlu üyelik, merkezi idarenin meslek kuruluşları üzerindeki denetimi ve başta barolar olma üzere kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarının seçimi tartışılacaktır.

Yazının devamını Hukuk Defterleri dergisinin 15. sayısında okuyabilirsiniz.

print