4 senelik hukuk eğitiminin ardından, mesleğe adım atmanın ilk ve belki de en zor kısmıdır stajyerlik. Artık çevrenizde avukat olarak anılmaya başlamanın verdiği mutluluk ve mesleğe atılacak olmanın verdiği motivasyon ile başladığınız stajyerlikte, işlerin pek de düşündüğünüz gibi olmadığını anlamanız ise çok da uzun bir süre almayacaktır.
Stajyerlik üzerine anlatılacak çok hikâye mevcut. Yalnızca yaşadığımız ironik örneklerle bile çok şey anlatılabilir. Ancak yine de temel olarak meselenin kendisini ele almaya ve buradan bir sonuca varmaya çalışalım.
Nedir bu stajyerlik?
Dilimize Fransızcadan geçmiş olan stajyer kelimesi, öğrenim görülen konu hakkında kendini geliştirmek için staj yapan kimse anlamına geliyor. Bu yönüyle genel bir kavram1 ifade eden stajyerlik, bazı öğrenim alanlarında fakülte eğitimi ile beraber veya tatil dönemlerinde icra edilebilirken, hukuk alanında ise fakülte eğitiminin tamamlanmasının ardından gerçekleştirilen bir evre olarak yer alıyor.
Hukuk alanındaki stajyerliğe geldiğimiz zaman ise, öncelikle mesleki bir ayrım görüyoruz. Buna göre; hâkimlik-savcılık mesleğine giriş için ayrı, avukatlık mesleğine giriş için ayrı bir staj dönemi öngörülüyor. Uygulamada tüm “hukukçuların” ortaklaşa staj yaptığı örnekleri görsek de ülkemizde böyle bir sistem uygulanmıyor.
Gelelim esas konumuz olan stajyer avukatlık ya da kimlik kartlarımızda da yazdığı üzere “Avukat Stajyerliği” meselesine.
…
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 11. sayısında okuyabilirsiniz.