Bu sene açılış, Yargıtay’ın yeni binasında yapıldı. Tabii ki Cumhurbaşkanının da konuşanlar arasında yer aldığı (Barolar Birliği Başkanı da konuştu, ama şarjım az, ona girmeyeceğim) açılışta Cumhurbaşkanı; Yargıtay’ı, Danıştay’ı, Anayasa Mahkemesi’ni yeni binasına kavuşturduklarını anımsattı ve bunlarla Türkiye’nin dünyaya bir mesaj verdiğini söyledi. Öz eleştiride bulunayım, yeni bina ile verilen mesajı ben tam olarak anlayamadım.
Cumhurbaşkanı “devletin dini adalettir” dedikten sonra adliye, Diyanet İşleri Başkanının önderliğinde dualarla açıldı. Olsun, bu çelişkimsiyi mazur görelim, “yeni bina heyecanı” diyelim. Biz zaten %99’u Müslüman bir ülkeyiz, öyle öğretildi bize. Çok ciddi bir oran %99. Bu ne demek, “bir karışıklık olmadığı takdirde herkes Müslüman” demek. O hâlde yapalım bir Müslüman açılışı, bence makul. Hatta kim neden %1’lik dilimde, o nasıl bir dilim, onu çözmek lazım. Herkes düz Müslüman olsun işte ülkemizde, kılçıklığa ne gerek var? Yine de nüfus kayıtlarına vs. bakıp, hatta halka sorup ülkenin yüzde kaçı Müslüman değil, belirlemek lazım diye düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın, belki de %100’dür, boşuna kuruntu yapıyoruzdur o nedenle.
Dualarla açılma ile ilgili olarak Anayasadan, Türkiye’nin kuruluş felsefesine aykırılıktan, laiklikten bahsetmiş çoğu kişi. Güzel, ancak buna da iki itiraz gelebilir. Birincisi, Anayasayı öyle delince çok da bir şey olmuyor, örnekleri var. İkincisi, zaten önümüzdeki yılın ilk aylarında Anayasayı değiştirecekler. Öyle buyurdu Cumhurbaşkanı açılışta.
Kaldı ki kanunlarımızda olmamasına rağmen “Allah’ın üzerine” yemin ettiriliyor mahkemelerde (bkz. şahsımın “Allah’ın Üzeri” yazısı, dergimizin 11. sayısı). Burada da eller açılmış ne güzel değil mi? İktidarıyla muhalefetiyle, hâkimiyle savcısıyla; adalet arayan biz yurttaşları kucaklar gibi.
Açılış sonrası eleştirilere Diyanet İşleri Başkanı yanıt vermiş; eleştiri getirenler için, “İnanç insan ile Allah arasında olsun, ticarete, siyasete, yargıya yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar” demiş. İtiraf etmeliyim, bu “yeni” fikir aklıma yattı biraz, bunu milletçe biraz düşünelim.
Açılışta gündem olan Diyanet İşleri Başkanının sözlerinin tamamını dinledim, yanlış bir şey söylüyor mu diye. Arada Arapçalar serpiştirilmiş, onlara yorum yapamayacağım tabii ki. Bende derdimi anlatacak kadar İngilizce, derdimi anlatamayacak kadar Almanca var sadece. Diyanet İşleri Başkanının Türkçe sözlerine tamamım, bana uyar. Başkanın başta söylediği 38 saniyelik “full Arapça” kısmından sonrasını iletiyorum: “(…) Ya Rabbel alemin ve ya erhamerrahimin, sen Rahmansın, Rahimsin, bizlere rahmetinle merhametinle muamele eyle Allah’ım. Ya Rab, sen maliki yevmiddinsin, hesap gününün sahibisin, hesabını veremeyeceğimiz amellerden, fiillerden bizleri muhafaza eyle Allah’ım. Bugün burada Yargıtay’ımızın muhteşem binasının açılışında ellerimizi sana açtık, dua ediyoruz. Dualarımızı kabul eyle Allah’ım. Bu muhteşem eseri milletimiz için hayırlı, mübarek eyle Allah’ım. Ya Rab, kuruluşundan bugüne kadar Yargıtay’da bir buçuk asırdan beri nice hâkimler, nice savcılar hizmet ettiler. Onlar senin adaletini, senin emrettiğin adaleti yerine getirmek için gayret ettiler. Kendilerine rahmetinle muamele eyle Allah’ım. Bugün hayatta olan binlerce hâkim, savcı kardeşimiz var. Onları adaletten ayırma Allah’ım. Kendilerine yardım eyle Allah’ım. Sen buyuruyorsun ki, (arada Arapçalar var, onlar üç noktalı) ‘Ey iman edenler, adaleti ayakta tutun’ buyuruyorsun, (…) ‘Allah adaleti emreder’ buyuruyorsun. (…) ‘Allah adil olanları sever’ buyuruyorsun. Ya Rab, hâkimlerimizi, savcılarımızı, milletimizi, hepimizi adalette daim eyle
Allah’ım. Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam buyuruyor ki, ‘Mahşer günü hiçbir gölgenin bulunmadığı anda Allah’ın arşının gölgesi altında gölgeleneceklerden birinci olanlar adaleti elden bırakmayanlardır’. O müjdeye nail olanlardan eyle bizleri Allah’ım. Ya Rabbel alemin, şuraya uzaktan yakından toplanmış bu güzel günde Yargıtay’ın bu muhteşem binasının açılışına katılmış şuradaki mümin kullarını umduklarına nail eyle Allah’ım. Korktuklarından emin eyle Allah’ım. Neslimizi ‘adalet mülkün temelidir’ düsturu doğrultusunda yetiştirmeyi bizlere nasip eyle Allah’ım. Ya Rabbel alemin, mülk senin, idare senin, biz senin yer yüzünde adaletini gerçekleştirmek üzere bulunan kullarınız. Bizlere yardım eyle Allah’ım. Bu eserin açılışını gerçekleştiriyoruz. Besmele ile gerçekleştiriyoruz. Hayırlı mübarek eyle Allah’ım. Bereketli eyle Allah’ım (sonrası Arapça, peşine El Fatiha ve El Fatiha’dan sonra sunucunun “Allah kabul etsin diyelim” sözleri).
Özetle şunu diyor Diyanet İşleri Başkanı: “Rabbim, bizlere adalet tecelli ettirt, âmin!”
Başkanın bazı cümlelerine ufak itirazlarım/ notlarım var yalnız. Mesela Diyanet İşleri Başkanı “şuradaki mümin kullar” diyor. “Şuradaki” derken eliyle bir yeri mi gösteriyor, “oradakiler mümindir” mi diyor anlamadım. Eğer öyle değilse, herkese mümin diyorsa doğru değil, %99’umuz mümin çünkü. Ufak da olsa eksiklik var. Yani istatistiksel olarak oradaki herkes mümin olmayabilir, öyle bakmak lazım hani.
Bir de, Diyanet İşleri Başkanının bu açıklamalarından önce Cumhurbaşkanı eski dönemin 12 Eylülcü, 28 Şubatçı, 7 Şubatçı, 17-25 Aralıkçı, 15 Temmuzcu vesair takvim güncü hâkim ve savcılarını kılıçtan geçiriyor; Başkan ise önceki hâkim ve savcıların Allah’ın adaletini yerine getirmek için gayret ettiklerini söylüyor ve onlara rahmet diliyor. Hadi bakalım gelsin TCK m.215, suçu ve suçluyu övme suçu; TMK m.7/2, terör örgütünü övme/ propagandasını yapma suçu vs. Neyse o benim bileceğim iş değil; orada dua eden yüzlerce hâkim/savcı ağabeylerim/ablalarım var. Onlar çıksın işin içinden.
Bu arada yazının sonuna şaşırtıcı bilgi, Cumhurbaşkanı konuşmasında yeni yargı paketi için kolları sıvadıklarını bildirmiş. Devamını getiriyorum Diyanet İşleri Başkanının duasının: “Ya Rab, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başkomutanımızın ve Reisimizin (bunlar aynı kişi, yanlış olmasın) ve kanun koyucularımızın sıvadığı kollarını dinç eyle, o kolları sıhhatli kıl, o mübarek kollardan milletimize hayırlı paketler ihsan eyle, yeni paketi müteakip yeni paketler, yeni binaları müteakip yeni binalar inşa ettirt Allah’ım”.
Âmin…