Son dönem sosyal medyada, SMA hastaları ile ilgili olarak yapılan yardım kampanyalarına sıkça rastlamaktayız. Peki bu hastalık nedir, tedavisi ne şekilde mümkündür, bu tedavi için nasıl bir hukuki süreçten geçilmektedir? SMA hastası bebeklerin ailelerine yardım toplanması konusunda hukuki destek veren Av. Özge Üstün ile konuştuk.
Hukuk Defterleri: SMA hastası bebeklerin yargı süreçlerini takip ettiğinizden hareketle soruyoruz. Bize kısaca SMA hastalığını tanımlayabilir ve tedavi yollarını söyleyebilir misiniz?
Özge Üstün: Spinal Müsküler Atrofi (SMA), omurilikte yer alan ön boynuz hücrelerinin geri dönüşümsüz kaybı ve bunun sonucunda ortaya çıkan kas atrofisi ve güçsüzlüğü ile karakterize olan bir grup genetik kas hastalığıdır.
SMA hastalığının şiddeti değişkendir. Klinik özellikler, başlangıç yaşı ve ulaşılan maksimum motor fonksiyonlar temelinde, hastalığın şiddeti değişkenlik göstermektedir. Bu değişkenliğe göre SMA hastalığı, Tip 0, Tip 1, Tip 2, Tip 3 ve Tip 4 olarak beş kategorilere ayrılmıştır. 0’dan 4’e doğru hastalığın formu ağırlaşmaktadır. Tip 0 hastaları çoğu zaman anne karnında hayatını kaybederken en fazla maalesef 6 aya kadar yaşayabilmektedir. Tip 1 hastalarının ise çoğu maalesef 2 yıldan fazla yaşayamamaktadır. Tip 2 hastalarının ise çoğu, maalesef 25 yıldan uzun yaşayamazken, yaşları ilerledikçe kemik ve eklemlerde gelişen ortopedik sorunlar sebebiyle tekerlekli sandalyeye mahkûm olabilmektedirler. Tip 3 ve Tip 4 hastaları çoğunlukla yardımsız yürüyebilirken normal yaşam süresine sahiptirler; ancak Tip 3 hastalarında skolyoz ve solunum kaslarındaki güçsüzlük, Tip 4 hastalarına göre daha erken gözlemlenebilmektedir.
SMA hastalığına ilişkin gelişmekte olan birkaç tedavi yöntemi var; ancak bunlar arasında en çok tercih edilen Spinraza ve Zolgensma isimli iki tedavi. Spinraza; hastalığın iyileşmesini sağlamazken, ilerlemesini kısmen de olsa durduruyor. Özellikle SMA Tip 1 hastalarının hayatta kalabilmesi için oldukça önemli bir ilaçken, SMA Tip 1 hastalarının erken yaşta tekerlekli sandalyeye mahkûm olmaması için önem gösteriyor. Yine; Zolgensma tedavisinin Spinraza tedavisi ile birlikte uygulandığında daha etkili olduğu biliniyor. Zolgensma; eksik veya mutasyona uğramış SMN1 genini değiştirerek, çalışan bir SMN arttırıcı sağlayan, diğer bir deyişle hastalığın iyileşmesini sağlayan tek seferlik bir tedavidir.
H.D.: SMA hastası bebeklerin, tedavileri için yurt dışına gönderildiğini veya gönderilmek için para toplandığını, yardım kampanyaları düzenlendiğini görüyoruz. Ülkemizde SMA hastası bebeklerin tedavi edilme imkânı yok mu?
Ö.Ü.: Spinraza; ülkemizde SMA Tip 1 ve Tip 2 hastaları için belirli kriterler sağlandığı sürece belirli bir doza kadar karşılanıyor. CHOP INTENT diye bir puan uygulaması var. İlk 4 dozda puan beklenmiyor; yalnız 4. dozdan sonra çocuklar bu test uygulamasına giriyorlar ve kanunda belirlenen düzeyde (her bir testte ilerleme kaydetmesi gereken puan farklı) iyileşme gösterirlerse Spinraza tedavisini ücretsiz bir şekilde alabiliyorlar. Spinraza da Zolgensma kadar olmasa da oldukça pahalı bir tedavi. Ancak burada çelişkili olarak gördüğüm husus şu; Spinraza hastalığın iyileşmesini sağlamazken, hastaların bu tedaviyi olabilmek için iyileşme göstermeleri bekleniyor. Bu da çocuklar için çok zor oluyor. Sürekli olarak fizik tedavi gibi uygulamalar gören çocuklar ki, bu tedavi yöntemleri ve nefes almaları için gerekli olan bazı cihazlar karşılanıyor; bu testi geçemezlerse Spinraza tedavisini alamıyorlar. Bu durumda da ya ölüm ile ya da hayatlarının geri kalanına engelli olarak devam etme riski ile karşı karşıya kalıyorlar. Ben bu kriterlerin kaldırılması ve SMA hastalarının yaşamları boyunca Spinraza’ya ücretsiz bir şekilde ulaşabilmeleri gerektiğini savunuyorum.
Zolgensma’ya dönecek olursak, ki gündemi en çok oyalayan bu tedavi yöntemi; ülkemizde uygulanmaması için hiçbir sebep görmüyorum, aksine Anayasa’da da açıkça yer alan sosyal devlet ilkesi, yaşam hakkı, sağlık hakkı ve kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı gereği bu tedavinin uygulanmasının zorunlu olduğunu düşünüyorum. Bunun dava yolu ile talep edilebilmesi tabii ki mümkün. Ancak; biliyoruz ki davalar çok uzun sürüyor. Zolgensma’nın ise daha etkili olabilmesi için 2 yaş ve 13,5 kilogramın altındaki çocuklara uygulandığını biliyoruz, daha da önemlisi kasla geri dönüşümsüz bir şekilde kaybedildiği için ne kadar erken uygulanırsa o kadar erken ve çok etki gösteren bir tedavi. Diğer yandan çocuklar sürekli olarak hastalıkla boğuştukları için bağışıklıkları da güçsüzleşiyor ve enfeksiyona da daha açık hâle geliyorlar. Hâl böyle olunca bu davaların sonuçlarını beklemeyi hiçbir aile tercih etmek istemiyor ve kampanyalara yöneliyor. Çünkü davalar en iyi ihtimalle 2-3 sene sürerken kampanyalar iyi yönetilebilirse ve şanslı ailelerse 6-7 ayda bitebiliyor.
Bir çocuk bu dava yolunu; Zolgensma’yı Türkiye’de ücretsiz bir şekilde almak için iki ayrı dava açarak denedi. Yürütmeyi durdurma kararları verildi ve Zolgensma yurt dışı ilaç listesine mahkeme şerhi ile eklendi. Ancak tabii bu konuda Sağlık Uygulama Tebliği yayınlanmadığı için ilaç yine ücretliydi. Hâl böyle olunca ilacın karşılanması için ikinci dava açıldı. Yine yürütmenin durdurulması kararı verildi; fakat bakanlık bu sefer karara uymadı. Bildiğim kadarıyla karar hem Anayasa Mahkemesi’ne hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. Ancak yüksek mahkemelerce henüz bu konuda bir karar verilmiş değil. Bu arada davaları açan çocuğun da yaşı ilerledi ve tedaviyi alma şansı azalmaya başladı; durum böyle olunca da çocuk Almanya doğumlu olduğu için Almanya’ya gitti ve Almanya çocuğun Zolgensma tedavisini ücretsiz bir şekilde karşıladı. Bu gerçekten içler acısı bir durum. Bizim vatandaşımız burada tedavi olabilmek için hukuk savaşı veriyor; ancak sadece kendi ülkesinde doğduğu için başka bir ülke onun tedavisini ücretsiz bir şekilde karşılıyor. Hiçbir çocuk, hiçbir aile böyle bir yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmamalı.
H.D.: SMA hastası bebekler için IBAN bilgileri paylaşılırken “hesabın valilik izinli olduğu” ibareleri koyuluyor. Yardım Toplama Kanunu’na göre bu tip aciliyet içeren hastalıklar yönünden de mutlaka valilik izni alınması gerekiyor mu?
Ö.Ü.: Aslında Yardım Toplama Kanunu’na göre her zaman yardım toplamak izne tabiydi. Ancak yaptırım açısından pek fazla caydırıcılık bulunmuyordu. Geçtiğimiz Aralık ayında Yardım Toplama Kanunu’nda yapılan değişiklikler neticesinde yardım toplamak için izin almak zaruri hâle geldi. Tabii yine aynı dönemde yetkililerce SMA hastası çocukların ailelerinin yürütmüş olduğu kampanyalara yönelik olumsuz açıklamaların da etkisi büyük oldu. Çoğu kişi resmî izni olmayan kampanyalara bağış yapmak veya bu kampanyalar için çalışmak istemedi. Bankalar yardım hesaplarına bloke koydu, para giriş ve çıkışları engellendi. Hâl böyle olunca da ailelerin resmî izin almaktan başka çaresi kalmadı. Ben hiçbir valiliğin, hiçbir SMA hastası çocuğa resmî izni doğrudan verdiğini görmedim. İzni vermeye bu kurumlar yetkili. Dolayısıyla; aileler öncelikle valiliklere yardım toplama izni için başvuruda bulunduktan sonra valiliğin ret kararını idare mahkemelerine taşıyorlar. Yürütmenin durdurulması kararı alabilen aileler bu kararı tekrardan valiliğe sunup valiliğin karara uymasından sonra resmi bir şekilde ilgili valiliğin kontrolünde kampanyalarını yürütüyorlar. Bu yüzden de kampanyaları için resmî izin alabilen aileler hesabın valilik izinli olduğuna dair ibareler koyuyor. Bu da kampanyaların güvenilirliğini arttırıyor.
H.D.: Valilik izni prosedürü ne kadar sürüyor? Size, daha doğrusu avukatlara neden ihtiyaç duyuyor bu aileler?
Ö.Ü.: Valiliğin izin talebini reddetmesinin ardından mahkemeye başvurduktan sonra eğer idare mahkemeleri cevap süresini kısaltırsa 3-4 gün ile 2 hafta arasında değişebiliyor. Tabii bazı mahkemelerin bu süreçte cevap süresini kısaltmadığına da üzülerek şahit olduk. Böyle durumlarda yürütmenin durdurulması kararları 1 ayı bulabiliyor. Tabii valiliklerin karara uyma süresi de var. Bazı valilikler karara hemen uyarken, bazıları çocuklar için uzunca bir süre de beklemeyi tercih edebiliyor. Bu süreçlerin hepsi hukuki bilgi ve iletişimi gerektiren süreçler. Aileler zaten çocuklarla uğraştığı için buna vakit bulamıyorlar da… İyi takip edilmeyen hukuki süreçlerde yürütmenin durdurulması taleplerinin reddedilme ihtimali de mevcut. Dolayısıyla hukuki destek ve avukat yardımı ile bu davaların yürütülmesine ailelerin ihtiyaç duyması normal.
H.D.: Valilik (veya valilikler), başvurulara ret gerekçesi olarak neyi ileri sürüyor?
Ö.Ü.: Pandemiyi ileri sürdüler maalesef… Kampanyalar pandemi sürecinde bulaşı arttırabilirmiş. Ve tabii daha önceden yetkililerin basına açıkladığı gibi, SMA hastalarının tüm tedavilerinin devlet tarafından karşılandığını ileri sürüyorlar.
H.D.: Bu süreçler sonrasında SMA hastası bebekler aşağı yukarı ne kadar zaman kaybetmiş oluyor?
Ö.Ü.: Dava sürecinden önce idarelere ilk başvuruda maalesef tüm valilikler yaklaşık olarak 60 güne kadar beklediler ret cevabı verebilmek için… Neyse ki son değişikliklerle bu cevap süreleri 30 güne düşürüldüğü için bu artık daha kısa sürecek. Yürütmenin durdurulması kararı bildiğim kadarıyla en kısa sürede alınan ve uygulanan 4 gündü. Yani davanın açılmasından sonraki ikinci günde karar çıkmış, sonraki ikinci günde ise valilik karara uymuş hesaplar açılmıştı. Ancak bildiğim en uzun yürütmenin durdurulması süreci ise yaklaşık 4,5 aydı. Yerel mahkeme cevap süresini 30 gün tutmuş, sonrasında talebi reddetmiş ve karar üst mahkemeye taşınmak zorunda kalınmıştı. O dönemde 60 gün şimdi 30 gün bekleme süresi ile birlikte nereden baksanız 1,5 ay gibi bir zaman kaybetmiş oluyorsunuz. Önceden 2,5 aydı en iyi ihtimalle. Her gün ölüm ile burun buruna yaşayan ve geri dönüşümsüz bir şekilde kas kaybeden çocuklar için bunların hiçbiri, hiç de azımsanabilecek bir süre değil.
H.D.: Ülkemizde Zolgensma ilacının SMA hastası bebeklere temini yönünde çalışma yapılıyor mu?
Ö.Ü.: Zolgensma; mahkeme kararı şerhi ile yurt dışı ilaç listesine eklendi. Ancak mahkeme şerhli olarak eklenmesi bana göre; ilacı ülkemizde almak isteyen kişilerin yine aynı sancılı süreci çekmeleri gerektiriyor. Bunun için Zolgensma’yı reçete edecek bir doktor bulmanız gerekli ki bunu bulabilmek artık neredeyse imkânsız denebilecek kadar zor. Diğer yandan; bakanlıktan bu konuda hiçbir açıklama duyamadık. Mecliste nadir görülen hastalıklara ilişkin bir komisyon kuruldu ve 2019 yılının Mart ayında rapor açıklandı. Orada Zolgensma’ya sadece 1 paragraflık yer verilmiş. Tabii Zolgensma, FDA’dan şartlı onayını da aynı dönemde yani raporun yayınlandığı dönemde almıştı. Dolayısıyla; FDA onayının bu rapora etkisi olamadı. Çok sayıda kanun teklifi ve yazılı soru önergesi mecliste mevcut. Ancak maalesef hâlâ ne bakanlıktan ne de başka iktidar yetkililerinden ilacın ülkemizde ücretsiz bir şekilde uygulanmasına ilişkin bir açıklama duyabilmiş değiliz.
H.D.: Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.