Öğrenci Gözünden: Eskişehir’deki Hukuk Öğrencileriyle İlerici Hukukçular Topluluğu Üzerine Söyleşi (1.10.2018)

Hukuk ve ülkemizdeki değişime sessiz kalmak istemeyen, hukuk eğitimindeki sorunları görmezden gelmeyip bu konuda çözümler üretmek isteyen hukuk öğrencileri Eskişehir’de biraraya gelerek tüm bunları tartışmak ve sorunlara çözümler üretmek için Eskişehir İletici Hukukçular Topluluğunu kurmak için yola çıkıyorlar. Hukuk öğrencilerinin bu çabalarını her zaman önemli bulan ve onlara sayfalarımızda yer vermeye çalışan bir dergi olarak biz de arkadaşlarımızla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. İyi okumalar dileriz.

 

Öncelikle neden böyle bir topluluk kurmayı düşündünüz?

Biz ülkemizde ve üniversitelerde var olan sorunlara karşı bir şeyler yapma zorunluluğunun olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde hukukun tasfiye edildiğini her geçen gün hissediyoruz. Sadece hukukta değil, birçok meselede çeşitli kırılmalar yaşanıyor. Her geçen gün farklı başlıklar altında emekçi halkın karşısına yeni sorunlar çıkartılıyor. Bunlardan bu ülkenin gençleri olarak bizler de etkileniyoruz ve bunu değiştirmek istiyoruz. Özellikle hukuk fakültelerinde eksik bırakılan unsurların, hukuka dair sorunlara temel olduğunu düşünüyoruz. Aynı diyalektik, ekonomik ya da siyasal sorunlarda da etki doğuruyor ve bu sorunlar hukuku ve üniversiteleri etkisi altına alabiliyor. Bu yüzden sloganımız ve ilkelerimiz Bilgi Üniversitesi’nde olan İlerici Hukukçular Kulübü ile aynı: “Yeni Bir Ülke, Yeni Bir Üniversite, Yeni Bir Hukuk”.

Üniversitelerdeki sorunların, hukuktaki sorunların ve ülke sorunlarının birbirinden bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu yüzden her üçünü de mücadelemizin konusu yapıyoruz.

Fakültedeki boşluklardan bahsettiniz. Bu boşluklar nelerdir ve bunları nasıl doldurmayı amaçlıyorsunuz?

Öncelikle Türkiye’nin bütün fakültelerinde olduğu gibi, hukuk fakültelerinde de eleştirel bakış açısı kazandırılmıyor. Ülkede o kadar önemli hukuki gelişmeler yaşanırken, öğrenciler bu duruma reaksiyon göstermiyor. Eleştirel bakış açısının kazandırılmaması, kanunların amaçsallığının anlaşılmasının önüne geçiyor ve hukuk eğitimini ezberden ibaret hale getiriyor.

Değinmek istediğimiz başka bir sorun da yaratılan korku atmosferinin öğrencilerin bir araya gelmesini engellemesidir. Bunun pek tabii sonucu olarak da gelişmelere karşı örgütlü bir biçimde karşılık verilemiyor.

Hukuk fakülteleri yalnızca kariyer kapısı olarak görülüyor. Bu yalnız akademiden kaynaklı bir olgu değil, siyasi iktidarın eğiliminin örgütlenmesinin bir sonucudur.

Bizim temel hedefimiz akademinin yeniden eleştiren, sorgulayan, üreten öğrencilerle dolması ve örgütlenmenin önündeki engellerin kırılmasıdır. Fakültede aydınlanmacılığın tekrar hâkim ilke haline gelmesidir. Bu yüzden kamuculuk, laiklik, eşitlik ve özgürlük ilkeleri etrafında bu topluluğu örgütleyeceğiz.

Öğrencilerin örgütlülüğe olan mesafesini nasıl kırmayı hedefliyorsunuz?

Aslında şu an bahsettiğiniz sorun gündemimizdeki bir sorun. Bu dönemde üniversitelerdeki ilerici unsurların tasfiye edilmiş olması, üniversite gençliğinin gerici bir ideolojiye sahip olması yönünde yapılanlar, gençlerin konuşmak, düşünmek, eleştirmek gibi ilerici kavramlardan uzak tutulmak -belki de daha ileri seviyede “bihaber” olmalarının- istenmesindendir. Öğrencilerin örgüt, topluluk vs. gibi kavramlardan korkmasının sebebi, iktidarın kendi ideolojisinin karşısında bir güç bulmak istemeyişidir. Bu yüzden iktidar her alanda baskı araçları kullanmaktadır.

Topluluk kavramının temelinde güç yatmaktadır. Eğer siz bir şeylerin değişmesini istiyorsanız ve bir şeylere müdahalede bulunmak istiyorsanız belli bir gücünüzün bulunması gerekiyor. Bu gücü birey kavramında değil de topluluk kavramında görürsünüz. Bir bireyin yapabilecekleri, kendine katacakları, belli bir seviyeye kadardır. Toplu olmak, bir topluluk içinde olmak, özellikle yazan, çizen, düşünen, eleştiren bir topluluk içinde olmak, birey özelinde büyük bir atılımdır. İleride hukukçu vasfını üstlenecek bir birey için daha da önemli bir anlamı vardır.

İktidarın baskısı ancak bu şekilde bir örgütlenme ile kırılabilir. Biz öğrencilere her alanda bunu anlatarak örgütlenmeyi hedefliyoruz.

Önümüzdeki dönem ne gibi faaliyetler planlıyorsunuz?

İlk etkinliğimiz olarak Hukuk Defterleri dergisinin katkısıyla 24 Kasım Cumartesi günü saat 16.00’da Ghetto Kitap & Cafe’de avukatlık mesleği ve bu mesleğin dönüşümünü konuştuğumuz bir etkinlik düzenliyoruz. Bu tür etkinliklerimiz daha da olacak. Bunun dışında Hukuk Defterleri’nden kaynak niteliğinde de faydalanmayı düşünüyoruz. Topluluğumuzun üyeleriyle bir araya gelerek güncel hukuki meseleleri, hukuku siyasetle, sosyolojiyle, felsefeyle, psikolojiyle, bilimle harmanlayarak tartışacağız. Gelecekte dışa dönük etkinlikler düzenlemek, fakültemizdeki eğitim hayatını olumsuz etkileyen sorunlara çözüm getirmek gibi hedeflerimiz de var. Dedik ya boşlukları dolduracağız, yapılmayanı yapacağız. Düşünceden, aydınlanmadan yana ne varsa birlikte kuracağız.

Hukuk Defterleri dergisi olarak sizlere başarılar diliyoruz. Yolunuz açık olsun…

print