Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Uygulanmaması Sorunu ve Türkiye: Demirtaş Kararı Sonrasında Bir Değerlendirme

I. Giriş

Anayasası’nın ikinci maddesinde hukuk devleti olduğu yazan Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzeni, bu niteliğinin gereği olarak mahkeme kararlarının uygulanmasını gerektirir. Bu gereklilik, insan haklarının korunmasına yönelik yargısal organlarının kararlarının icrası söz konusu olduğunda ayrı bir önem kazanmaktadır.

Ancak Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu Şahin Alpay1 ve Mehmet Altan2 kararlarının yerel mahkemeler tarafından uygulanmayarak hak ihlalinin devam ettirilmesi, bu durumun Şahin Alpay özelinde Şahin Alpay-II3 kararı ile kısmen giderilmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin insan hakları ihlallerine karşı etkin bir yargı organı olduğu ve Türkiye’nin hukuk devletinin asgari gereklerini karşılamadığı yönünde haklı değerlendirmelere yol açmıştır.

Özellikle Anayasa’nın 19. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinde koruma altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ne derece etkin bir şekilde korunabildiğini tartışmaya açan bu vakaları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş kararı4 ve sonrasında yaşanan süreç izlemiştir.

Bu bağlamda öncelikle AİHM’nin Demirtaş kararı kısaca değerlendirilecek; daha sonra ise bu kararın icrasına yönelik sorunların doğurduğu hukuki durum ve bu durumun doğurabileceği muhtemel sonuçlar açıklanacaktır.

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 17. sayısında okuyabilirsiniz.

print