Yapay Zekâ ve Robotik Hukukunda Güncel Tartışmalar

İnsanın olduğu her yerde hukuk vardır. Hukuk mesleğinin en güzel yanlarından biri de her zaman hayatın içinde olması, her alandaki yeniliklere cevap aramasıdır. Bugün tüm dünyada siyasal gündemden bağımsız bir yer edinmeyi başaran yapay zekâ ve robotik teknolojisinin geldiği ve gelmesi beklenen aşama ise, ilk kez hukukun tüm alanlarında çalışan ve dünyanın her yerindeki hukukçuları aynı anda “Ne Yapmalı?” sorusunun cevabını bulmaya yöneltiyor. Yapay zekâ insan yaşamının her alanında yer bulmaya başlayacağından hukukun her alanında bu teknolojinin yansımalarını görmek kaçınılmaz olacak. Örneğin; otonom araçlar sorumluluk, sigorta, uluslararası hukuk, deniz, hava ve uzay hukukunda; çalışma hayatında robotların üretimde yer alması iş hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve vergi hukukunda; otonom silahlı robotlar uluslararası insancıl hukukta; bilinçli yapay zekâ anayasa ve insan hakları hukukunda yeni düzenlemelerin yapılmasını gerektirecek. Teknolojinin her geçen gün daha da hızlanarak kaydettiği aşamalar karşısında hukuk kendine doğuştan yabancı bu alanda aynı hızda ilerlemek zorunda. 1990’larda internet tüm hayatımızı sarmaya başladığında hukuki düzenlemelerin geç kalması ve bunun sonuçları, bugün yapay zekâ ve robotik konusunda çalışan tüm hukukçuların farkında olduğu bir durum. Bu nedenle hemen hemen her gün dünyanın farklı yerlerinde gerek akademisyenler gerek avukatlar ve gerekse geleceğin hukukçuları olan öğrenciler, uluslararası konferans ve yayınlarda bu konuyu tartışıyorlar.

Yapay zekâ ve robotik hukuku hemen hemen her alanda karşımıza çıkacak. Şu anda gündemde olan ve hukuki düzenlemeler yapılmasını gerekli kılan belli başlı konular şunlar olabilir:

a. Otonom Araçlar: Otonom araçlar dediğimizde üç alt ayrım söz konusu: Sürücüsüz otomobiller, otonom ve insansız gemiler, insansız hava araçları (İHA’lar). Bu araçların yol açacağı olası kazalardan veya sistem hatalarından doğacak zararlarda sorumluluğun kimde olacağı ve hangi sorumluluk türünün gündeme geleceği oldukça önemli. Bu noktada belirtmek gerekir ki, en azından şu aşamada robotların bir hukuk kişisi olarak tanınması tarzı yaklaşımlar, robotlara vatandaşlık vermek gibi, sorun çözmenin ötesinde sorun yaratıcı yaklaşımlardır. Bir robotun örneğin cezai bir yaptırıma uğrayabilir bir varlık olabilmesi için öncelikle varlığının bilincinde olması gerekir ki en azından bu aşamada bu derece bir bilinçten söz edebilmek oldukça zor. Ayrıca bu tür yaklaşımlar, gerçek sorumluların (örneğin hatalı yazılım yazan mühendisler veya bunları denetlemekle yükümlü araç üreticileri) perde arkasında kalmasına neden olabilir. Otonom araçlar sigorta hukukunu da oldukça dönüştürecek gibi görünüyor. Özellikle deniz hukukunda bu konu oldukça önemli. Çünkü kara taşımacılığından önce, denizde otonom araçların sıklıkla kullanımının söz konusu olacağı bekleniyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi’nce 24 Nisan 2018 tarihinde İstanbul’da düzenlenen uluslararası konferansta “Otonom Gemilerin Hukuki Etkileri” başlıklı bölümdeDr. Ayşegül Buğra, otonom gemiler ve sigorta hukuku konusundaki olasılıkları değerlendirdiği konuşmasında, otonom gemilerin tamamen insansız veya azaltılmış mürettebatlı çeşitlerine göre sigorta rizikosunun değişebileceğinin altını çizdi. Görüldüğü gibi, sadece bir üst başlık olarak otonom araçlar söz konusu olduğunda dahi hukuken tartışılacak ayrıntılar oldukça fazla.

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 13. sayısında okuyabilirsiniz.

print