Havanın kurşun gibi ağır olduğu, üçüncü kez uzatılan bir OHAL dönemini yaşıyoruz… Bombaların patlamaya, hak ve özgürlükleri sınırlayan KHK’ların çıkmaya, gericiliğin toplumsal hayatın derinliklerine nüfuz etmeye devam ettiği ülkemiz, 2017’ye daha ilk dakikalarında gerçekleşen bir saldırıyla girdi.
Sadece 2015 ve 2016 yıllarında, 26 bombalı ve silahlı katliam gerçekleşti. Yılın son günlerinde Rusya Büyükelçisi öldürüldü, 2017 yılının daha ilk günlerinde ise Reina ve İzmir Adliyesi saldırıları yaşandı. Bizler, bir yandan bombalarla korkutularak sindirilmeye çalışılırken bir yandan da OHAL döneminde bir anayasa ve rejim değişikliği sürecine sürükleniyoruz.
2016 yılının Mayıs ayında ilk sayımız ile yola çıkarken, dergimizin cumhuriyetin yeniden yapılandırılması sürecinde yayın hayatında başladığını, hukukun ise en başından itibaren bu sürecin önemli enstrümanlarından biri olduğunu söylemiştik. Sözü edilen sürecin 15 Temmuz sonrasında nasıl hız kazandığını da gördük. Ülke içerisinde bunlar yaşanırken, aynı zamanda bir bölgesel savaşın içine doğru girdiğimiz de açık. Emperyalizmin Ortadoğu’daki ılımlı İslam projesinin bir parçası ve rol modeli olan Türkiye üzerinden Suriye’ye radikal cihatçı çetelerin geçişine izin verildi. Suriye ve Irak’ın parçalanması hedeflenmişken bugün ülkemiz de bölgesel krizin bir parçası durumuna geldi. Dış politika ile iç politikanın birbirine geçtiği böylesi bir dönemde; hukuk sistemi de bulunduğumuz krizde sömürü ve baskı mekanizması olduğu kadar aynı zamanda burjuva siyasetinin çözüm mekanizması olarak da kullanılmaya çalışılmaktadır. Bir yandan kitleler hukuk eliyle tahakküm altına alınırken diğer yandan da çözümün sadece hukuksal mekanizmalar üzerinden sağlanacağına dair algı yaratılmaktadır.
***
2017 yılına katliamların yanında, Anayasa değişikliği tasarısının hayata geçmesiyle başlamış olduk. TBMM Anayasa Komisyonu’nun 18 maddeden oluşan “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapan Kanun Teklifi”, 30 Aralık 2016 tarihinde kabul edildi.
Dolayısıyla, 2. sayımızda başladığımız anayasa tartışmalarına bu sayımızda “Anayasa ve Rejim Tartışmaları” dosya konusu ile devam ediyoruz.
Prof. Dr. Fazıl Sağlam, “Anayasa Değişikliği Girişimi Üzerine Bazı Notlar” başlıklı yazısında, teklifteki düzenlemelerin yarı başkanlık, başkanlık ve cumhurbaşkanlığı kavramları içerisinde nereye oturduğuna ve nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin görüşlerini ifade etti. Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, “Patronlu Bir Hiper Başkanlık Teklifi” yazısıyla hükümet biçimine odaklı bu teklifi, Anayasa’nın sistematiği ve içeriği bakımından değerlendirirken; Prof. Dr. Ali Murat Özdemir “Başkanlık Sistemi Üzerine Düşünceler” başlıklı yazısıyla söz konusu teklifi başkanlık sistemi üzerinden inceleyerek dergimize değerli katkılarını sundu. Yayın kurulu üyemiz Evrim Şenöz ise, “Anayasa Değişikliği ve İstikrar” başlıklı yazısında anayasa değişikliği talebinin ne anlama geldiğini istikrar önermesi bakımından inceledi.
***
İlk sayıdan bugüne geçirdiğimiz süreye, dergimizin dosya konularına, içeriklerimize, yazarlarımıza ve hukukun siyasal alanda oynadığı role baktığımızda dergimizin dostlarıyla birlikte önemli bir düşünsel boşluğu doldurmaya aday olduğunu gözlemliyoruz. Bu nedenle hukukun altını üstüne getirmeye ve hukuku ters yüz etmeye devam edeceğiz. Bu çaba ve mücadelenin başka alanlarda da bir arada süreceğine inancımız tamdır.
2017 yılının ilk çeyreği içerisinde yapılması planlanan anaysa değişiklik referandumu, ülke tarihimiz açısından büyük bir dönüm noktası olacaktır. Böyle bir dönüm noktasında ilerici ve aydın hukukçuların birlikte mücadelesine olan ihtiyacımız daha da artmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle, Yayın Kurulu olarak yeni yılınızı kutlar, ülkemize getirilmek istenen bu rejime karşı “Hayır”ımızı yükselteceğimiz bir yılı birlikte geçirmeyi dileriz.
***
Altıncı sayımızın dosya konusunu ise OHAL olarak belirledik. Bununla birlikte aynı sayımızda 8 Mart özelinde kadın hakları ve mücadelesine ilişkin bir çalışmayı da hazırlamayı düşünüyoruz. Mart- Nisan sayımıza katkı sunmak isteyen okurlarımızın bizimle irtibata geçebileceğini belirtmek isteriz. Yine dergimizin yer almasının iyi olacağını düşündüğünüz kitabevlerini bizimle paylaşmanızı beklediğimizi tekrar hatırlatırız.
Önümüzdeki sayımızda buluşmak üzere…
Yayın Kurulu