Geçtiğimiz günlerde Norveç’te yaşanan bir olay neredeyse tüm dünyanın tepkisini çekti. Yaz aylarını Oslo fiyordunda teknelerin ve iskelelerin üzerinde güneşlenerek geçirmeye karar veren bir deniz aslanı, insanlar için tehlike teşkil ettiği iddia edilerek yetkililer tarafından öldürüldü. Çünkü Nordik güzellik ve aşk tanrıçasından esinlenilerek Freya adı verilen deniz aslanı kendi halinde güneşlenirken, tüm uyarılara rağmen onu izlemek için bölgeye gelmeye devam eden halk ona gereğinden fazla yaklaşmıştı. Tehlikeyi yaratan halktı ama yetkililer Freya’ya “ötanazi” uygulamıştı. Norveç balıkçılık kurumunun başındaki Frank Bakke-Jensen yaptığı açıklamada “Bunun doğru bir hareket olduğu konusunda eminim. Hayvan refahını çok önemsiyoruz, ancak insan hayatı ve güvenliği öncelikli olmalıdır” diye açıklama yaptı.
Özellikle sosyal medyadan tepki gösteren Norveçliler, bunun “ulusal bir utanç” olduğunu ifade etti. Şimdiye kadar çıkardığı petrolle iklim değişikliğine en fazla katkısı olan ülkelerden biri olan Norveç, aynı zamanda deniz aslanlarının dinlenmek için üzerine çıkabilecekleri buz parçalarının erimesinin önde gelen sorumlularından. Üstelik Norveç, Birleşmiş Milletler’in yaptığı artık yeni petrol yatağı aranmaması çağrısına uymayacağını ve Kuzey Denizi’nde yeni yataklar arayacağını da açıklamış durumda. Dolayısıyla Freya’nın Oslo fiyordunda teknelerin üzerinde güneşlenmek zorunda kalmasının nedeni de aslında Norveçliler.
Şimdi olaylara bir de Freya’nın gözünden bakalım. Kuzey Denizi’nde yaşayan, buz parçaları üzerinde güneşlenmekten zevk alan, balık peşinde koşup karnını doyurmaktan mutlu olan, çocuklarına bir buz parçasının üzerine nasıl çıkılabileceğini öğreten, belki onlarla oynayan ve şakalaşan bir annesiniz. Sonra insanların açgözlü enerji ihtiyaçları için çıkardığı fosil yakıtlar iklimi değiştiriyor ve tek yaşam alanınızı kaybetmeye başlıyorsunuz. Buz parçası bulamadığınız için bazı balıkları takip ederek geldiğiniz bir fiyortta buza benzer şekilde suyun üzerinde duran bir şeylerin üzerinde biraz güneşlenmek istiyorsunuz. İnsanlar sizi “değişik” bulduğu için görmek için yanınıza yaklaşıyor. Yetkililer insanları uyarıyor ama onlar durmuyor. Bunun üzerine öldürülüyorsunuz. Ve birileri çıkıp bunun “doğru bir hareket” olduğunu söylüyor.
***
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 37. sayısında okuyabilirsiniz.