The Kominsky Method: “Öteki Amerika’nın Son Dersi”

Chuck Lorre’nin The Kominsky Method’u, Michael Douglas ve Allen Arkin’in ilerleyen yaşlarında karşılıklı “döktürdükleri” bir dizi olarak seyredilip kolayca bir kenara konabilir. Diziyi ilk sezonun Bir Aktör Hazırlanıyor’a atıfla konmuş bölüm isimlerinden başlayarak “döktürdüğü” irili ufaklı göndermelerle beraber seyretmek ise biraz daha emek istiyor. Bu yazı diziyi derince, fakat geniş değil yaş, yaşlanma ve eski- yeni dünyalarla kısıtlı, nispeten dar bir perspektiften ele almaya çalışacak.

Olay örgüsünü özetleyerek izleme zevkini azaltmamak için karakterleri tanıtmakla iktifa edelim: Dizinin ana karakteri Sandy Kominsky, gösteri dünyasının altın çağına tanık olmuş, bugünün gerçeklik düzleminde de aynı şekilde yaşamaya çalışan 70 küsur yaşında bir adam. Bir yöntem kitabı yazmış ve kendi stüdyosunda bu yönteme dayalı oyunculuk dersleri veriyor. Sandy’nin en yakın arkadaşı Norman Newlander ondan

da ileri yaşta, hali vakti yerinde bir ajans sahibi. Yan karakterler olarak Sandy’nın kızı Mindy’i, onun babası yaşındaki sevgilisi Martin’i, Sandy’nin ilk karısı ve kızının annesi Dr. Volander’i ve ellilerindeki bir sevgili olarak Lisa’yı görüyoruz. Bukarakterleretrafındagelişentrajikomik olayların işaret ettiği bazı temel meselelere değinmek için birkaç başlık açmak yerinde olur.

Hakikat Problemi

Öncelikle Sandy Kominsky’nin bir 70’lik stereotipi olmadığını söylemek gerekir. “Dünya nimetleri”ne fazla düşkündür, sorumsuzdur velhasıl yaşını bir türlü kabullenemeyen cool bir karakterdir. Küçük yalanlara ve çarpıtmalara yatkındır. Üstelik zararı sadece kendine olmasa da önce kızına daha sonra ise eski karısına yaptıkları ortaya çıktığında dahi ona fazlaca kızılamaz çünkü bencilliği kötücül değil, bir oğlan çocuğununkine denktir. Bu nedenle, dizinin can alıcı repliği onun değil eski dünyanın asıl temsilcisi (“Biz medeni insanlarız, duygularımızı uluorta yaşamayız.”) Norman Newlander’in ağzından dökülür: “Hakikat, iyi bir geri çekilme mevziidir.”

***

Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 34. sayısında okuyabilirsiniz.

print