Giriş
Kamuoyunda “Etki Ajanlığı” olarak adlandırılan, ilk olarak “diğer faaliyetler”, son olarak ise “devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” başlığıyla Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenmesi öngörülen 339/A düzenlemesi, kamuoyunda önemli ölçüde tartışmaya sebebiyet vermiştir[1]. Esasen etki ajanlığı suçuna dair tartışmalar Mayıs 2024’te ortaya çıkmasına ve o dönem kamuoyuna bir taslak normun da sızmış olmasına karşın suçun yasalaşması, yeni yasama dönemine bırakılmıştır. İkinci taslak norm ise, 18.10.2024 tarihli ve Esas No: 2/2616 sayılı Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde 16. maddede yer almaktadır[2]. İkinci taslak norm, TBMM Adalet Komisyonu tarafından da yine teklifin 16. maddesi olarak ve aynen kabul edilmiştir[3]. Bununla birlikte malum olduğu üzere söz konusu ikinci taslak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda görüşülmüşse de TBMM Genel Kurulu’nun önüne gelmeden geri çekilmiştir; fakat iktidar partisi çevrelerinden söz konusu düzenlemenin yasalaşması hususunda ısrarcı olunacağı ifade edilmektedir[4]. Dolayısıyla yaklaşık 7 aydır kamuoyunun gündemini meşgul eden etki ajanlığı suçuna dair yeniden bir yasama sürecinin yakın vadede başlatılması sürpriz olmayacaktır. Elinizdeki kısa değerlendirme yazısında, etki ajanlığı düzenlemesinin muhtevası ile neden tartışmalara sebebiyet verdiği ve taslak suç düzenlemesindeki sorunların neler olduğu ana hatlarıyla izah edilecektir. Aşağıda Adalet Komisyonu tarafından kabul edilen suç taslağı yer almaktadır.
Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme
Madde 339/A- (1) Bu Bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Taslak norma ilişkin gerekçede ise yeni bir suç ihdasına ilişkin gereklilik, aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir[5].
“Söz konusu Yedinci Bölümde “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” suçları düzenlenmiştir. Genel itibarıyla bu Bölümde Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge ve bilgilerin yok edilmesi, tahrip edilmesi, temin edilmesi veya açıklanması suç olarak düzenlenerek bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu fiillerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yapılması da yine suç olarak düzenlenmiştir. Belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine olacak şekilde gerçekleştirilen diğer faaliyetler bakımından herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir.
Maddeyle “Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” adı altında yeni bir suç ihdas edilerek. Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı düzenlenmektedir. Böylelikle belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında casusluk maksadıyla suç işlenmesi de ayrı bir suç olarak düzenlenmekte ve casusluk faaliyetleriyle daha etkin mücadele edilmesi amaçlanmaktadır”.
Bu aşamada belirtmek gerekir ki, kamuoyundaki tartışmalarda söz konusu suç taslağının güvenlik bürokrasisi ve özellikle de Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yasalaşmasının istendiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede Adalet Komisyonu görüşmelerine MİT adına katılan görevliye göre, anılan suçun ihdası bakımından esas sebep, günümüz şartlarında casusluk faaliyetlerindeki değişimdir ve bu çerçevede de ortaya çıkan cezalandırma boşluklarını kapatmaktır, casusluk faaliyetinin de değişen doğası uyarınca, yeni nesil çeşitli casusluk faaliyetlerini cezalandırabilmek için böylesi bir suça ihtiyaç vardır ve de benzer düzenlemeler çeşitli Batılı ülkelerde de mevcuttur[6].
***
Yazının devamını Hukuk Defterleri’nin 42. sayısında okuyabilirsiniz.
[1] Örneğin etki ajanlığı suçu tartışmasına 3 farklı röportaj ile bu yazının yazarı da katkı sunmuştur. Bkz. “Etki ajanlığı: AKP’nin yeni ‘sopası’ mı?”, https://haber.sol.org.tr/haber/etki-ajanligi-akpnin-yeni-sopasi-mi-393322, 12.05.2024, Erişim Tarihi: 26.12.2024; “Etki ajanlığı’ yasalaşma yolunda: İktidar kısmi geri adım attı ama belirsizlik sürüyor”, https://haber.sol.org.tr/haber/etki-ajanligi-yasalasma-yolunda-iktidar-kismi-geri-adim-atti-ama-belirsizlik-suruyor-395760, 26.10.2024, Erişim Tarihi: 26.12.2024; “Etki Ajanlığı’ düzenlemesi: ‘Osman Kavala gibi davalarla daha fazla karşılaşabiliriz”, https://12punto.com.tr/adalet-hukuk/etki-ajanligi-duzenlemesi-osman-kavala-gibi-davalarla-daha-fazla-karsilasabiliriz-59335, Erişim Tarihi: 26.12.2024. Ayrıca bkz. Işıl Kurnaz, “Yumuşayan Siyaset(!): Etki Ajanlığı, Sivil Topluma Ne Söylüyor?”, https://birikimdergisi.com/haftalik/11749/yumusayan-siyaset-etki-ajanligi-sivil-topluma-ne-soyluyor, Erişim Tarihi: 26.12.2024.
[2] 18.10.2024 tarihli ve Esas No: 2/2616 sayılı Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, https://cdn.tbmm.gov.tr/KKBSPublicFile/D28/Y3/T2/WebOnergeMetni/3aca4b31-1380-4c71-8a85-658f4dd61a19.pdf, Erişim Tarihi:26.12.2024.
[3] TBMM Adalet Komisyonu, İstanbul Milletvekili Nurettin Alan ve Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser ile 39 Milletvekilinin Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2616) ve Adalet Komisyonu Raporu, Yasama Dönemi:28, Yasama Yılı:3, Sıra Sayısı:164, https://cdn.tbmm.gov.tr/KKBSPublicFile/D28/Y3/T2/DosyaKomisyonRaporunuVerdi/9634c384-556a-441e-8e0a-7c22bf6ab30f.pdf, Erişim Tarihi: 26.12.2024.
[4] Örneğin 20 Kasım 2024 tarihinde TBMM’de grubu bulunan partilerin grup başkanvekilleri geri çekilen etki ajanlığı suçunu görüşmek üzere bir araya gelmiş olup AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, konuya ilişkin olarak şu şekilde açıklamada bulunmuştur: “Toplantıya bürokrat arkadaşlarımız da geldiler. Biz ne yapmak istediğimizi hem kendimiz anlattık hem bürokrasiden gelen arkadaşlarımız anlattı. Diğer grup başkanvekilleri arkadaşlarımız da sorular yönelttiler kafalarına takılan, itiraz ettikleri noktaları bir kez daha ifade ettiler. Çok sağlıklı bir ortam oldu, değerlendirdik. Şimdi üzerine biraz çalışacağız. Sonra tekrar bir kez daha bir araya gelmeyi hedefliyoruz. Arkadaşlarımızın itirazlarını da ka’le alarak, biz de neyi niçin yapmak istediğimizi anlatarak, tekrar üzerine bir kez daha çalışacağız ama her halükarda bu düzenlemeyi yapacağız. Sonuçta onların itirazlarını da dinlemek iyi oldu. Bizim cevaplarımız da onlar için iyi oldu. Çok sakin, Genel Kurul’un tartışmasından uzak, sakin sakin. Bunu da ilk defa yapıyoruz bu şekilde. O açıdan da önemli diye düşünüyorum. Bunun üzerine tekrar bir kez daha bir araya geleceğiz. Çok uzak olmaz. Bir çalışalım, tekrar bir araya geleceğiz”. Bkz. “AKP’li Özlem Zengin’den “etki ajanlığı” açıklaması: Her halükarda bu düzenlemeyi yapacağız”, https://t24.com.tr/haber/akp-li-ozlem-zengin-den-etki-ajanligi-aciklamasi-her-halukarda-bu-duzenlemeyi-yapacagiz,1198009, Erişim Tarihi: 26.12.2024.
[5] Teklif, s. 11 – 12.
[6] Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi Adalet Komisyonu 23 Ekim 2024 Çarşamba, s. 43 – 48.